Editing Utsuro no Hako - Türkçe:1. Cilt 10,876. Defa

Jump to navigation Jump to search

Warning: You are not logged in. Your IP address will be publicly visible if you make any edits. If you log in or create an account, your edits will be attributed to your username, along with other benefits.

The edit can be undone. Please check the comparison below to verify that this is what you want to do, and then save the changes below to finish undoing the edit.

Latest revision Your text
Line 1: Line 1:
 
Bugün '2 Mart'. Bugün '2 Mart' olması gerekiyordu.
 
Bugün '2 Mart'. Bugün '2 Mart' olması gerekiyordu.
   
Neden bugünkü tarihi doğruluyorum ki?
+
Neden bugünkü tarihi doğruluyordum ki?
   
...Muhtemelen Mart olmasına rağmen gökyüzünün hala bulutlu olmasından dolayı. Muhtemelen kesin bu yüzden. Havadan dolayı biraz hüzünlüyüm; son zamanlarda mavi gökyüzü bulutların arkasında saklanıyor.
+
...Muhtemelen Mart olmasına rağmen gökyüzünün hala bulutlu olmasından dolayıdır. Muhtemelen kesin bu yüzdendir. Havadan dolayı biraz hüzünlüydüm; son zamanlarda mavi gökyüzü bulutların arkasında saklanıyordu.
   
Of, acaba hava ne zaman açılacak?
+
Of, acaba hava ne zaman açılacaktı?
   
 
Okul başlamadan önce sınıfta camdan bakınıp, önemsiz şeyler hakkında öylece düşünüyordum.
 
Okul başlamadan önce sınıfta camdan bakınıp, önemsiz şeyler hakkında öylece düşünüyordum.
   
Sanırım kendimi iyi hissetmediğim için böyle düşünüyorum. Hayır, kendimi kötü hissetmiyorum. Kendimi her zaman hissettiğim gibi hissediyorum. Sadece... huzursuzum. Tam açıklayamıyorum, aniden gölgesiz kalan bir tek benmişim gibi bir his. Daha çok 'bişeyler anlaşılmaz şekilde tuhaf' gibisinden bir huzursuzluk.
+
Sanırım kendimi iyi hissetmediğim için böyle düşünüyordum. Hayır, kendimi kötü hissetmiyordum. Kendimi her zaman hissettiğim gibi hissediyordum. Sadece... rahatsızdım. Tam açıklayamıyordum, aniden gölgesiz kalan bir tek benmişim gibi bir histi. Daha çok 'anlaşılmaz bir tuhaflık var' şeklinde bir rahatsızlıktı.
   
...Garip. Bir sebep bulamıyorum. Dün garip hiçbir şey olmamıştı, bu sabah kahvaltı ettim, trende okula gelirken en sevdiğim sanatçının yeni albümünü dinledim, ve denk gelip izlediğim fal programından bana sıradan bir 'ortalama şans' falı çıkmıştı.
+
...Garip. Bir sebep bulamıyordum. Dün garip hiçbir şey olmamıştı, bu sabah kahvaltı ettim, en sevdiğim sanatçının yeni albümünü trende okula gelirken dinledim, ve denk gelip izlediğim fal programından sıradan bir 'ortalama şans' falı çıkmıştı.
   
Üstünde durarak kafamı daha fazla yormamaya karar verdim, ve çantamdan bir Umaibo<ref name="Umaibo">Umaibō (うまい棒) veya "lezzetli çubuk," küçük, şişkin, silindirik bir tahıl atıştırmalığıdır. Japonya'da bakkalların bir çoğunda tatlı reyonunun en alt rafında bulunur.</ref> çıkardım. Bugünkü Umaibo domuz eti tadındaydı. Bir ısırık aldım. Ne kadar yersem yiyeyim, tadından asla bıkmıyorum.
+
Üstünde durarak kafamı daha fazla yormamaya karar verdim, ve çantamdan bir Umiabo<ref name="Umaibo">Umaibō (うまい棒) veya "lezzetli çubuk," küçük, şişkin, silindirik bir tahıl atıştırmalığıdır. Japonya'da bakkalların bir çoğunda tatlı reyonunun en alt rafında bulunur.</ref> çıkardım. Bugünkü Umaibo domuz eti tadındaydı. Bir ısırık aldım. Ne kadar yersem yiyeyim, tadından asla bıkmıyorum.
   
 
"Yine mi Umaibo? Gerçekten onlara doyamıyorsun değil mi? Sürekli Umaibo yersen kanın Umaibo rengine dönüşür, biliyorsun değil mi?
 
"Yine mi Umaibo? Gerçekten onlara doyamıyorsun değil mi? Sürekli Umaibo yersen kanın Umaibo rengine dönüşür, biliyorsun değil mi?
Line 21: Line 21:
 
"Kim bilir!"
 
"Kim bilir!"
   
Benimle dalga geçen bu kız, sınıf arkadaşım Kokone Kirino'ydu. Uzun ile çok uzun arasında olan kahverengi saçı, başının arkasında yüksek bir konumda at kuyruğu şeklinde bağlıydı. Kokone sürekli saç şeklini değiştirirdi, ama kendisi şimdiki halini oldukça beğenmişe benziyordu. En azından, bana öyle gelmişti; son zamanlarda Kokone'nin sadece bu saç tarzını kullandığı hissine kapıldım.
+
Benimle dalga geçen kız sınıf arkadaşım Kokone Kirino'ydu. Uzun ile çok uzun arasında olan kahverengi saçı, başının arkasında yüksek bir konumda at kuyruğu şeklinde bağlıydı. Kokone sürekli saç şeklini değiştirirdi, ama kendisi şimdiki halini oldukça beğenmişe benziyordu. En azından, bana öyle gelmişti; son zamanlarda Kokone'nin sadece bu saç tarzını kullandığı hissine kapıldım.
   
 
Kokone gelişigüzel bir şekilde yanımdaki yeri kaptı. Mavi el aynası yardımıyla makyajını yapmaya başladı. Aynı zamanda erkek olarak ismini pek bilmediğim bir araçtan faydalanıyordu. Keşke bu kadar çabayı sırf makyaj yapmaya değil, her şeye sarf etseydi.
 
Kokone gelişigüzel bir şekilde yanımdaki yeri kaptı. Mavi el aynası yardımıyla makyajını yapmaya başladı. Aynı zamanda erkek olarak ismini pek bilmediğim bir araçtan faydalanıyordu. Keşke bu kadar çabayı sırf makyaj yapmaya değil, her şeye sarf etseydi.
   
"Bir düşününce, senin bir çok mavi eşyan var değil mi?"
+
"Durup düşününce sen birçok mavi şeye sahipsin değil mi?"
   
 
"Ah, evet, maviyi seviyorum... Aa, doğru, Kazu! Bugün bende bir farklılık yok mu? Yok mu?" Kokone bana bu soruyu parlayan gözlerle sordu.
 
"Ah, evet, maviyi seviyorum... Aa, doğru, Kazu! Bugün bende bir farklılık yok mu? Yok mu?" Kokone bana bu soruyu parlayan gözlerle sordu.
Line 33: Line 33:
 
Ben nasıl bilebilirdim ki? Birden sorarsan cevap veremem ki.
 
Ben nasıl bilebilirdim ki? Birden sorarsan cevap veremem ki.
   
"Sana bir ipucu vereyim! Cazibe noktam ile alakalı!"
+
"Sana bir ipucu vereyim! Cazibem değişti!"
   
 
"Ha?"
 
"Ha?"
Line 41: Line 41:
 
"Oha, dur! Neden göğüslerim?!"
 
"Oha, dur! Neden göğüslerim?!"
   
Yani, sürekli göğüs ölçünün D'ye geçmesiyle övünüyordun, o yüzden göğüslerinden bahsettiğinden emindim..
+
Yani, sürekli göğüs ölçünün D'ye geçmesiyle geçmesiyle övünüyordun, o yüzden göğüslerin olduğuna emindim..
   
 
"Tabi ki gözlerim benim cazibe noktam! Ve her neyse, göğüsler birden büyümez! Ya da öyle olmasını mı isterdin?! Sapık! Göğüs delisi!"
 
"Tabi ki gözlerim benim cazibe noktam! Ve her neyse, göğüsler birden büyümez! Ya da öyle olmasını mı isterdin?! Sapık! Göğüs delisi!"
Line 47: Line 47:
 
"...Özür dilerim."
 
"...Özür dilerim."
   
Öyle kendi kendine karar verdiği cazibe noktasının gözleri olduğunu bilmem imkansızdı, ama o an için sadece özür diledim.
+
Öyle kendinden ifşa edilmiş bir cazibe noktasını bilmem imkansızdı, ama şimdilik sadece özür diledim.
   
 
"...Ee?"
 
"...Ee?"
Line 99: Line 99:
 
Kokone'nin dün de rimel sürdüğü hissine kapılmıştım.
 
Kokone'nin dün de rimel sürdüğü hissine kapılmıştım.
   
"Anladım, anladım, Kazu. Kaşara 'seninle ilgilenmiyorum' demek istedin. Sana katılıyorum. Ben de aynı fikri benimseyeceğim. Ama lafımı esirgemeden yapacağım."
+
"Anladım, anladım, Kazu. Kaşara 'seninle ilgilenmiyorum' dedin. Sana katılıyorum. Bende aynı fikri benimseyeceğim. Ama lafımı esirgemeden yapacağım."
   
 
"Seni art niyetli sınıf başkanı! Seni çok iyi duyabiliyorum!"
 
"Seni art niyetli sınıf başkanı! Seni çok iyi duyabiliyorum!"
Line 105: Line 105:
 
Daiya keskin kulaklı kızı aldırmadan konuşmaya devam etti.
 
Daiya keskin kulaklı kızı aldırmadan konuşmaya devam etti.
   
"Kazu, o gereksiz hatun hakkında konuşmayalım artık - bugün bir transfer öğrencisinin geleceğini biliyor muydun?"
+
"Kazu, o gereksiz hatun hakkında konuşmayalım artık - bugün bir transfer öğrencisi geleceğini biliyor muydun?"
   
"Transfer öğrenci mi?"
+
"Transfer öğrencisi mi?"
   
 
Bunu tekrar doğruluyordum - bugün 2 Mart. İnsan neden okul senesinin bu kadar geç bir zamanında transfer olur ki?
 
Bunu tekrar doğruluyordum - bugün 2 Mart. İnsan neden okul senesinin bu kadar geç bir zamanında transfer olur ki?
   
"Transfer öğrenci mi?! Gerçekten mi?!"
+
"Transfer öğrencisi mi?! Gerçekten mi?!"
   
 
Tam da beklenildiği gibi, Kokone konuşmamızı duydu ve bize soru yöneltmek için sesini yükseltti.
 
Tam da beklenildiği gibi, Kokone konuşmamızı duydu ve bize soru yöneltmek için sesini yükseltti.
Line 119: Line 119:
 
"N-Ne?! Diyene bak! O sahtekar kişiliğini bir an önce düzeltmeye başlamalısın. Belki seni 24 saat boyunca baştan aşağı sarkıtmalıyız, belki o zaman sonunda beynine biraz kan gider! Belki ondan sonra biraz değeri olan bir şeyler söylersin."
 
"N-Ne?! Diyene bak! O sahtekar kişiliğini bir an önce düzeltmeye başlamalısın. Belki seni 24 saat boyunca baştan aşağı sarkıtmalıyız, belki o zaman sonunda beynine biraz kan gider! Belki ondan sonra biraz değeri olan bir şeyler söylersin."
   
Karşılıklı didişmelerine son vermek için sesimi biraz yükseltip esas konuya döndüm.
+
Ortak laf atışmalarına son vermek için sesimi biraz yükseltip esas konuya döndüm.
   
"Transfer öğrenciydi, öyle değil mi? Sanırım onun hakkında bir şeyler duymuştum."
+
"Transfer öğrencisi, öyle değil mi? Sanırım onun hakkında bir şeyler duymuştum."
   
 
Daiya anında ağzını kapatıp bana dik dik baktı.
 
Daiya anında ağzını kapatıp bana dik dik baktı.
   
"...Kimden duydun?" dedi ciddi bir suratla.
+
"...Kim sana onu söyledi?" dedi Daiya ciddi bir suratla.
   
 
"Ha? Neden bilmek istiyorsun?"
 
"Ha? Neden bilmek istiyorsun?"
Line 141: Line 141:
 
Kiri'nin az önceki davranışını göz önünde bulundurunca Daiya'nın söylediği muhtemelen doğruydu.
 
Kiri'nin az önceki davranışını göz önünde bulundurunca Daiya'nın söylediği muhtemelen doğruydu.
   
"O yüzden bu bilginin bugüne kadar, transfer olacağı güne kadar, sır tutulduğu sonucuna varmıştım. Ama eğer durum öyleyse, sen nasıl öğrendin?"
+
"O yüzden bu bilginin bugüne kadar, transfer gününe kadar, sır tutulduğu sonucuna varmıştım. Ama eğer durum öyleyse, sen nasıl öğrendin?"
   
 
"...Ehm?"
 
"...Ehm?"
Line 147: Line 147:
 
Acaba nasıl öğrenmiştim?
 
Acaba nasıl öğrenmiştim?
   
"Peki, neyse. Ama garip değil mi Kazu? Neden biri senenin bu vaktinde geçiş yapar ki? Muhtemelen özel durumlardan kaynaklanıyor. Örneğin, bir şirket başkanın başka okullardan atılan yaramaz çocuğu olabilir mi? Eğer durum buysa bilginin gizlenmesi mantıklı olur."
+
"Peki, neyse. Ama garip değil mi Kazu? Neden biri senenin bu vaktinde geçiş yapar ki? Muhtemelen özel durumlardan kaynaklanıyor. Örneğin, bir şirket başkanın başka okullardan atılan yaramaz çocuğu olabilir mi? Eğer durum oysa bilginin gizlenmesi mantıklı olur."
   
"Daiya, transfer öğrenci hakkında böyle yorum yapmak hoş değil; bu sadece senin ön yargın. Yani, senin 'yardımın' olmadan da yeterince kuşkulu bir durumda zaten. Ayrıca herkes bizi sinsice dinliyor."
+
"Daiya, transfer öğrencisi hakkında öyle yorum yapmak hoş değil; bu sadece senin ön yargın. Yani, senin 'yardımın' olmadan yeterince kuşkulu bir durumda zaten. Ayrıca herkes bizi sinsice dinliyor."
   
 
Gerçekten de konuşmamızı gizliden dinleyen öğrencilerin kalanı mahcup bir şekilde gülümsedi.
 
Gerçekten de konuşmamızı gizliden dinleyen öğrencilerin kalanı mahcup bir şekilde gülümsedi.
Line 159: Line 159:
 
Daiya'nın kibirli tavrına tepki olarak iç çektiğim an, zil çaldı. Sınıf arkadaşlarım yerlerine acele ile geri döndü.
 
Daiya'nın kibirli tavrına tepki olarak iç çektiğim an, zil çaldı. Sınıf arkadaşlarım yerlerine acele ile geri döndü.
   
Cam kenarında oturan Kokone, camı açıp dışarı yaslandı. Anlaşılan bir an önce transfer öğrenciyi görmek istiyordu.
+
Cam kenarında oturan Kokone, camı açıp dışarı yaslandı. Anlaşılan bir an önce transfer öğrencisini görmek istiyordu.
   
 
"Ooo!"
 
"Ooo!"
   
Sesini yükseltti - transfer öğrenciye benzeyen birisini gördü herhalde. O "Ooo" sesini çıkarttıktan sonra, Kokone yerine donuk bir ifadeyle oturdu, oysa camdan bakmadan önce o kadar neşeliydi ki.
+
Sesini yükseltti - transfer öğrencisine benzeyen birisini gördü herhalde. O "Ooo" sesini çıkarttıktan sonra, Kokone yerine donuk bir ifadeyle oturdu, oysa camdan bakmadan önce o kadar neşeliydi.
   
Acaba sorunu nedir?
+
Acaba sorunu neydi?
   
 
Kokone gülümsedi ve "Bu harika!" diye mırıldandı. Herkes ne olduğunu bilmek istiyordu muhtemelen, ama sınıf öğretmenimiz tam o anda sınıfa girdi. Sınıf kapısının bulanık camından bir kızın gölgesi gözüküyordu. Transfer öğrenci olmalıydı. Öğretmen sınıfı gözü ile yoklayınca herkesin kapının arkasındaki kişiyi merak ettiğini anladı ve onu hemen içeri çağırdı.
 
Kokone gülümsedi ve "Bu harika!" diye mırıldandı. Herkes ne olduğunu bilmek istiyordu muhtemelen, ama sınıf öğretmenimiz tam o anda sınıfa girdi. Sınıf kapısının bulanık camından bir kızın gölgesi gözüküyordu. Transfer öğrenci olmalıydı. Öğretmen sınıfı gözü ile yoklayınca herkesin kapının arkasındaki kişiyi merak ettiğini anladı ve onu hemen içeri çağırdı.
Line 178: Line 178:
 
Manzara hemen değişti, sanki bir uçurumdan itilmiş gibiydim.
 
Manzara hemen değişti, sanki bir uçurumdan itilmiş gibiydim.
   
İlk önce bir ses duydum. Sahnenin <u>lime lime oluşunun</u> sesi. Zorla, şiddetle, görüntü ardına görüntü zihnimin içerisine çekildi. Defalarca benzer bir sahnenin parçaları göründü. Bilincim yok olacak gibi hissediyordum, ama ardından hepsi geri gelip sıkıca yerine oturdu, sanki küçük demirden bir kutunun içine sıkıştırılmış gibi. Déjà vu. Déjà vu.
+
İlk önce bir ses duydum. Manzaranın <u>lime lime oluşunun</u> sesi. Zorla, şiddetle, görüntü ardına görüntü zihnimin içine atıldı. Zihnimde defalarca benzer manzara parçaları gözüktü. Bilincim yok olacak gibi hissediyordum, ama ardından yerine konulup sıkıca sabitleştirildi, sanki küçük demirden bir kutunun içine sıkıştırılmış gibi. Déjà vu. Déjà vu.
   
 
"Adım Aya Otonaşi." Seni duydum.
 
"Adım Aya Otonaşi." Seni duydum.
Line 255: Line 255:
   
   
Kasumi Mogi beden eğitimi derslerinde spor kıyafeti yerine okul üniformasını giyerdi.
+
Kasumi Mogi’nin üzerindeki kıyafet spor kıyafeti olması yerine her zamanki üniformasıydı.
   
Bugün de yine erkeklerin futbol oynayışını izliyordu. Süs eşyası gibi ifadesiz haliyle her zamanki gibi üniformasını giymişti.
+
Bugün de erkeklerin futbol oynayışını tekrar izliyordu. Yüzü ifadesiz bir şekilde her zamanki gibi üniformasını üzerindeydi.
   
Mogi’nin eteğinin altından çıkan beyaz bacaklar o kadar inceydi ki, her an kırılabilirmiş gibi görünüyorlardı.
+
Mogi’nin eteğinin altından çıkan beyaz bacaklar o kadar ince ki, her an kırılma ihtimali varmış gibi gözüküyorlardı.
   
 
Ve ben, nedense, başım onun kucağında dinleniyordum.
 
Ve ben, nedense, başım onun kucağında dinleniyordum.
   
Aa, evet. Olan bitenden ben de bihaberdim. Neşeye kapıldığım kesinlikle doğru olmasına rağmen, çaresizce peçeteyle burun kanamamı durdurmaya çalıştığımdan durumun keyfini çıkartamıyordum. Eğer başaramazsam bu işin sonu iyi bitmeyecekti.
+
Aa, evet. Olan bitenden ben de bihaberim. Neşeye kapıldığım kesinlikle doğru olmasına rağmen çaresizce burun kanamamı durdurmaya çalıştığımdan keyfini çıkartamıyordum. Eğer başaramazsam sonu güzel olmayacaktı.
   
Bu arada, nasıl bu hale düştüğümü hatırlıyorum. Otonaşi’nin söyledikleri zihnimi allak bullak ettiği için beden dersinin ortasında yüzüme futbol topunu yedim ve burnum kanadı. Mogi benim için endişelenmişti ve, her nedense, kafamı onun kucağına koymama izin vermişti.
+
Bu arada nasıl bu hale düştüğümü hatırlıyordum. Otonaşi’nin ettiği sözler zihnimi allak bullak ettiği için beden dersinin ortasında yüzüme futbol topu çarptı ve burnum kanadı. Mogi benim için endişelenmişti ve, her nedense, kafamı onun kucağına koymama izin vermişti.
   
 
Mogi'nin bacakları hiç de yumuşak değildi; dürüst olmak gerekirse, kucağında dinlenmek kafamı biraz acıtmıştı.
 
Mogi'nin bacakları hiç de yumuşak değildi; dürüst olmak gerekirse, kucağında dinlenmek kafamı biraz acıtmıştı.
Line 277: Line 277:
 
Otonaşi'nin ‘külot’ hakkındaki yorumu.
 
Otonaşi'nin ‘külot’ hakkındaki yorumu.
   
Elbette beni şaşırtmıştı, ama şaşkınlığım sözün aniliği ve konuyla alakasızlığından dolayı değildi. Demeye çalıştığım şey şu; Otonaşi, “Senin ilgini çekecek bir şey söyleyeceğim,” dedi. Yani, Kasumi Mogi hakkındaki bir bilginin benim açımdan 'iyi bir şey' olduğunu ima etti. Kokone ve Daiya’ya bile Kasumi Mogi’ye olan hislerimden bahsetmemiştim. O yüzden daha bugün tanıştığım Otonaşi'nin bunu bilmesinin imkanı yoktu. Buna rağmen söyleyeceğini söyledi.
+
Elbette beni şaşırtmıştı, ama şaşkınlığım sözün aniliği ve konuyla alakasızlığından dolayı değildi. Demeye çalıştığım şey şu; Otonaşi, “Senin ilgini çekecek bir şey söyleyeceğim,” dedi. Yani, Kasumi Mogi hakkındaki bir bilginin benim açımdan 'iyi bir şey' olduğunu beyan etti. Kokone ve Daiya’ya bile Kasumi Mogi’ye olan hislerimden bahsetmemiştim. O yüzden daha bugün tanıştığım Otonaşi'nin bunu bilmesinin imkanı yoktu. Buna rağmen söyleyeceğini söyledi.
   
 
“...Mogi.”
 
“...Mogi.”
Line 305: Line 305:
 
“Immm.”
 
“Immm.”
   
Belki de benim hislerimi fark ettiğini sanıp, üzerine fazlaca düşünüyor olabilirdim. Otonaşi bu görünüş ve tavrıyla bile yeterince etkili biriydi.
+
Otonaşi'nin Mogi'ye karşı hislerimi fark ettiğini düşünerek konunun üstünde fazla durmuş olabilirdim.
   
  +
Otonaşi görünüşü ve tavrı yüzünden beni çok etkilemişti. Evet, yorumun üstünde çok durdum çünkü aniden çok dikkat çekici bir kişi söyledi. Bu herkesin kabul edebileceği bir mantıktı.
Böyle bir düşman tarafından ansızın böyle söylendiği için içime dert oldu sadece. Kim olsa bu teoriye ikna olurdu.
 
   
Buna rağmen ben neden buna inanamıyordum?
+
Ama yine de - neden buna inanamıyordum?
   
 
Otonaşi gözlerini bana dikti, bir anlığına bile gözünü ayırmadan.
 
Otonaşi gözlerini bana dikti, bir anlığına bile gözünü ayırmadan.
Line 315: Line 315:
 
Gözlerimin içine dik dik bakarak ağzının kenarını cesurca kaldırdı. Ders daha bitmemesine rağmen, bana doğru yürümeye başladı.
 
Gözlerimin içine dik dik bakarak ağzının kenarını cesurca kaldırdı. Ders daha bitmemesine rağmen, bana doğru yürümeye başladı.
   
Ne olduğunu anlamadan ayaktaydım. Mogi'nin kucağında dinlenme şansımdan vazgeçtim, oysa benim için en güzel mutluluk buydu. Bütün vücudum titremeye başladı. Abartı değil - gerçekten baştan aşağı titriyordum.
+
Ne olduğunu anlamadan ayaktaydım. Mogi'nin kucağında dinlenme şansımdan vazgeçtim, oysa benim için en güzel mutluluk bu olmalıydı. Bütün vücudum titremeye başladı. Abartı değil - gerçekten baştan aşağı titriyordum.
   
 
Otonaşi'yi fark eden Mogi de gerginleşti ve endişeyle yanımda durdu.
 
Otonaşi'yi fark eden Mogi de gerginleşti ve endişeyle yanımda durdu.
Line 327: Line 327:
 
Bu ani rüzgar Mogi'nin eteğini kaldırdı.
 
Bu ani rüzgar Mogi'nin eteğini kaldırdı.
   
Mogi derhal eteğini indirdi, ama sadece ön tarafını. Ben onun arkasında duruyordum. Rüzgar geçtikten hemen sonra Mogi bana dönüp baktı. Her zamanki gibi ifadesizdi ama yanakları biraz kızarmış gibiydi.
+
Mogi derhal eteğini indirdi, ama sadece ön tarafını. Ben onun arkasında duruyordum. Rüzgar geçtikten hemen sonra Mogi bana dönüp baktı. Her zamanki gibi ifadesizdi ama yanakları biraz kırmızı gibiydi.
   
 
Hiç ses çıkartmadan ağzını hareket ettirerek “Gördün mü?” diye sordu. Aslında sesli konuşmuş olabilirdi ama alçak sesi bana gelmemişti. Kafamı şiddetle iki yana salladım. Herhalde tepkimden onun külodunu gördüğüm anlaşılıyordu. Ama Mogi cevap vermedi, onun yerine başını eğdi.
 
Hiç ses çıkartmadan ağzını hareket ettirerek “Gördün mü?” diye sordu. Aslında sesli konuşmuş olabilirdi ama alçak sesi bana gelmemişti. Kafamı şiddetle iki yana salladım. Herhalde tepkimden onun külodunu gördüğüm anlaşılıyordu. Ama Mogi cevap vermedi, onun yerine başını eğdi.

Please note that all contributions to Baka-Tsuki are considered to be released under the TLG Translation Common Agreement v.0.4.1 (see Baka-Tsuki:Copyrights for details). If you do not want your writing to be edited mercilessly and redistributed at will, then do not submit it here.
You are also promising us that you wrote this yourself, or copied it from a public domain or similar free resource. Do not submit copyrighted work without permission!

To protect the wiki against automated edit spam, we kindly ask you to solve the following CAPTCHA:

Cancel Editing help (opens in new window)