Editing Utsuro no Hako - Türkçe:1. Cilt 27753. Defa

Jump to navigation Jump to search

Warning: You are not logged in. Your IP address will be publicly visible if you make any edits. If you log in or create an account, your edits will be attributed to your username, along with other benefits.

The edit can be undone. Please check the comparison below to verify that this is what you want to do, and then save the changes below to finish undoing the edit.

Latest revision Your text
Line 85: Line 85:
 
—Ah, bu çok basit. Dün değildi. Ama bugün baştan aşağı âşığım. Öyleyse ne zamandı?
 
—Ah, bu çok basit. Dün değildi. Ama bugün baştan aşağı âşığım. Öyleyse ne zamandı?
   
Bu sadece dün ile bugün arasındaki bir zamanda mümkün olabilir.
+
Bu sadece dün ile bugün arasındaki bir zamanda mümkün olabilir.
   
<u>Reddeden Sınıf içerisindeki 20,000’den fazla tekrar esnasında.</u>
+
<u>Reddeden Sınıf içerisindeki 20,000’den fazla tekrar esnasında.</u>
   
 
Ah, hatırladım. Sadece bir kısmını, ama belki de her zamankinden daha fazlasını. Yine de, bu sadece bir parçası, o yüzden anılarımın çoğu hala kayıp.
 
Ah, hatırladım. Sadece bir kısmını, ama belki de her zamankinden daha fazlasını. Yine de, bu sadece bir parçası, o yüzden anılarımın çoğu hala kayıp.
Line 144: Line 144:
 
gelmesini imkansız kılarım.
 
gelmesini imkansız kılarım.
   
Biraz düşününce doğru fikir aklımda tetiklendi.
+
Biraz düşününce doğru tetik bir anda aklıma geldi.
   
 
“...Maria.”
 
“...Maria.”
Line 248: Line 248:
 
“Neden öyle düşünüyorsun?”
 
“Neden öyle düşünüyorsun?”
   
“Düşündüğün kadar da şüpheli yok zaten. Tümüyle Açıklama yapmakta çok uzun sürer, o yüzden kısa keseceğim: var olan birkaç olası şüphelinin beni 27,753 tekrar boyunca kandırması imkansız. Sonuç olarak, bir tek sen kutunun sahibi olabilirsin. Ayrıca, Reddeden Sınıf'la doğrudan bağlantısı olmayan ve açıklanamayan bir kanıtımız var, değil mi?”
+
“Düşündüğün kadar da şüpheli yok zaten. Tümüyle Açıklama yapmakta çok uzun sürer, o yüzden kısa keseceğim: var olan birkaç olası şüphelinin beni 27,753 tekrar boyunca kandırması imkansız. Sonuç olarak, bir tek sen kutunun sahibi olabilirsin. Ayrıca, Reddeden Sınıf'la ilgisiz açıklanamayan dolaylı kanıtımız var, değil mi?”
   
O haklıydı—daha önceden kutunun dağıtıcısıyla tanışmıştım — ’*’.
+
O haklıydı—daha önceden kutunun dağıtıcısıyla—’*’ ile tanışmıştım.
   
 
“Her şeye rağmen kutuyu asla çıkartmıyorsun. Daha doğrusu, çıkartamıyorsun. Seni daha 20.000 tekrar öncesinden sahip olarak gözüme kestirmiştim.”
 
“Her şeye rağmen kutuyu asla çıkartmıyorsun. Daha doğrusu, çıkartamıyorsun. Seni daha 20.000 tekrar öncesinden sahip olarak gözüme kestirmiştim.”
Line 290: Line 290:
 
Neden her seferinde tamamen etkisizdi?
 
Neden her seferinde tamamen etkisizdi?
   
“Bu arada, sana bir şey daha söyleyeceğim. İnançların bana karşı çıkma kararına sebep olsa bile, ve her tekrar sırasında o anılarını hatırlamaya kalkışsan bile: eninde sonunda bana karşı koymaktan vazgeçeceğinden adım gibi eminim.”
+
“Bu arada, sana bir şey daha söyleyeceğim. İnançların bana karşı çıkma kararına sebep olsa bile, ve her tekrar o anılarını hatırlamaya kalkışsan bile: eninde sonunda bana karşı koymaktan vazgeçeceğinden adım gibi eminim.”
   
 
“Ö-Öyle olma—”
 
“Ö-Öyle olma—”
Line 335: Line 335:
   
   
Otonaşi sınıfa geri dönmedi—belki de eve gitmiştir.
+
Otonaşi sınıfa geri dönmedi—belki eve gitti.
   
Beşinci dersim matematik. Formülleri şimdiye kadar defalarca görmeme rağmen hemen anlayamıyorum. Bunun yerine, ders boyunca Mogi'yi izliyorum.
+
Beşinci dersim matematik. Formülleri muhtemelen defalarca görmeme rağmen hemen anlayamıyorum. Bunun yerine, ders boyunca Mogi'yi izledim.
   
Gerçekten Mogi'yi terk edecek miyim? Gerçekten ona olan hislerimi kendi rızamla içimden söküp atacak mıyım?
+
Gerçekten Mogi'yi terk edecek miydim? Gerçekten ona olan hislerimi içimden söküp atacak mıydım?
   
Hayır. Bu imkansız. Geçmişteki benin de ne düşündüğünün bi önemi yok.
+
Hayır. Öyle bir şeyin olma ihtimali yok. Geçmişteki benin ne düşündüğü önemli değil.
   
Şu andaki ben Mogi'den vazgeçmeyecek. Önemli olan tek şey de bu.
+
Şu andaki ben Mogi'den vazgeçmeyecekti. Tek önemi olan şey buydu.
   
 
Beşinci ders bitti.
 
Beşinci ders bitti.
   
 
Hemen Mogi'nin yanına gittim. Beni fark etti ve badem gözleriyle bana doğru baktı. Vücudum
 
Hemen Mogi'nin yanına gittim. Beni fark etti ve badem gözleriyle bana doğru baktı. Vücudum
taş kesildi. Kalbim her zamanki ritmini kaybetti.
+
anında gerildi. Kalbim her zamanki ahengini kaybetti.
   
 
Sırf ona bakmaktan. Ona söylemek üzere olduğum şeyin gerçekten özel olduğunu kanıtlıyor bu.
 
Sırf ona bakmaktan. Ona söylemek üzere olduğum şeyin gerçekten özel olduğunu kanıtlıyor bu.
   
Günlük hayatımda asla yapmayacağım bir hareket bu.
+
Günlük hayatımda asla bulunmayacağım bir hareket bu.
   
 
Ama elimde değil. Anılarımı hatırlamanın başka bir yolu aklıma gelmiyor.
 
Ama elimde değil. Anılarımı hatırlamanın başka bir yolu aklıma gelmiyor.
Line 377: Line 377:
 
H-Hayır—
 
H-Hayır—
   
Hatırlamak istemiyorum. Hatırlamak istemesem bile. O anıyı tekrar tekrar silip unutmak
+
Hatırlamak istemiyordum. Hatırlamak istememe rağmen. O anıyı tekrar tekrar silip unutmak
istesem bile, kaybolmuyor. Başka herhangi bir anıyı, anlamı ne olursa olsun, unutabilmeme rağmen,
+
istesem bile, kaybolmuyordu. Başka herhangi bir anıyı, ne kadar önemli olursa olsun, unutabilmeme rağmen,
bu unutamayacağım tek anı.
+
unutamayacağım anı buydu.
   
 
Evet, doğru ya—
 
Evet, doğru ya—
Line 389: Line 389:
 
“.......Özür dilerim, yok bir şey.”
 
“.......Özür dilerim, yok bir şey.”
   
Aramıza biraz mesafe koydum. Mogi şüpheci bir tavırla kaşlarını kaldırdı ama bana daha da başka soru sormadı.
+
Aramıza biraz mesafe koydum. Mogi şüpheci bir tavırla kaşlarını kaldırdı ama bana daha
  +
başka soru sormadı.
   
Yerime döndüm ve sıramın üstüne çöktüm.
+
Yerime döndüm ve sıramın üstüne attım kendimi.
   
 
“.......Anladım.”
 
“.......Anladım.”
Line 398: Line 399:
   
 
Mogi'ye duygularımı itiraf ediyorum. Ama unutuyorum. O yüzden tekrar itiraf ediyorum. Ve
 
Mogi'ye duygularımı itiraf ediyorum. Ama unutuyorum. O yüzden tekrar itiraf ediyorum. Ve
tekrar unutuyorum. Reddeden Sınıf’a karşı koymak adına istemesem bile bu itirafı yaptım, tekrar tekrar, tekrar ve tekrar yapıp, ne kadar yaptıysam o kadar da unuttum.
+
tekrar unutuyorum. Reddeden Sınıf’a karşı koymak için yapmak istemediğim şeyi, duygularımı ilan etmeyi, yaptım. Tekrar tekrar, tekrar tekrar yapıp, yaptığım kadar da unuttum.
   
 
Ve her defasında duymaktan en çok kaçındığım cevabı aldım.
 
Ve her defasında duymaktan en çok kaçındığım cevabı aldım.
   
Hep aynısı. Hep aynı cevap. Yani, değişmesine imkan yok. Mogi anılarını hatırlayamıyor, dolayısıyla cevabı da değişemez.
+
Hep aynısı. Hep aynı cevap. Yani, değişmesinin imkanı yok. Mogi anılarını hatırlayamıyor,
  +
dolayısıyla cevabı da değişemez.
   
 
O cevap—
 
O cevap—
Line 410: Line 412:
 
Berbat. <u>O bahsettiğin yarın asla gelmeyecek.</u>
 
Berbat. <u>O bahsettiğin yarın asla gelmeyecek.</u>
   
Eşi benzeri olmayan bir azimle, normalde asla toparlayamayacağım cesaretimi toplayıp, gerilmiş sinirlerimin sınırına geldim artık— ama sonunda, samimi sözlerim tamamıyla uçup gitti. Ve ardından, sayısız defa itiraflarımı unutmuş olan Mogi ile iletişime geçmeye mahkumum.
+
Eşi benzeri olmayan bir azimle, normalde toparlayamayacağım cesaretimi toparladım, sinirlerimi
  +
sınırına kadar gerdim—ama sonunda, samimi sözlerim tamamıyla uçup gitti. Ve ardından, sayısız defa itiraflarımı unutmuş olan Mogi ile iletişime geçmeye mahkumum.
   
 
...Anladım. Sadece geçersiz kılınmıyorlar.
 
...Anladım. Sadece geçersiz kılınmıyorlar.
Line 416: Line 419:
 
Baştan beri hiçbir şey yok.
 
Baştan beri hiçbir şey yok.
   
Bu dünya başından beri bomboş. İçerisindeki her şeyin geçersiz kılındığı bir dünyada değeri olan hiçbir şey yok. Güzel şeyler de, çirkin şeyler de, kıymetli şeyler de, yırtık pırtık şeyler de, sevilen şeyler de, nefret edilen şeylerde de aynı miktarda değer var.
+
Bu dünya başından beri bomboştu. İçerisindeki her şeyin geçersiz kılındığı bir dünyada değeri
  +
olan hiçbir şey yok. Güzel şeylerde, çirkin şeylerde, kıymetli şeylerde, yırtık pırtık şeylerde, sevilen şeylerde, nefret edilen şeylerde de aynı miktarda değer var.
   
 
Bu sebepten dolayı hiçbir şeyin varlığı yok. Sadece boşluk var.
 
Bu sebepten dolayı hiçbir şeyin varlığı yok. Sadece boşluk var.
Line 422: Line 426:
 
Reddeden Sınıf’ın anlaşılmaz boşluğu.
 
Reddeden Sınıf’ın anlaşılmaz boşluğu.
   
Midem bulandı. Tiksinç bir ortamda nefes almaya mecbur bırakıldım. Ciğerlerimdeki havadan kurtulma isteğime rağmen, yapamıyorum, çünkü o zaman bir daha burada yaşamaya devam edemem. Nefes alıp vermeden yaşayamam. Ama bu boşluğu solumaya devam edersem, vücudum da boş olur. Bir sünger gibi içim de boş olur.
+
Midem bulandı. Tiksinç bir ortamda nefes almaya mecbur bırakıldım. Ciğerlerimdeki havadan kurtulma isteğine kapılmama rağmen, yapamıyorum, çünkü o durumda burada yaşamaya devam edemem. Nefes alıp vermeden yaşayamam. Ama bu boşluğu solumaya devam edersem, vücudum da boş olur. Bir boru gibi içim de boş olur.
   
Ya da—benim için çoktan zaman geçti ve içim çoktan bomboş mu?
+
Ya da—benim için çoktan zaman geçmiş miydi? İçim çoktan boş mu olmuştu?
   
 
“Ne oldu Kazu? Kötü mü hissediyorsun?”
 
“Ne oldu Kazu? Kötü mü hissediyorsun?”
   
Tanıdık bir ses duyunca,vücudum hala sıranın üstünde yığılmış haldeyken kafamı kaldırdım. Kokone önümde duruyordu, yüzü asıktı.
+
Tanıdık bir ses duyunca,vücudum hala sıra üstünde yığılmış şekildeyken kafamı kaldırdım. Kokone önümde duruyordu, yüzü asıktı.
   
 
“Beden eğitimi dersinde burun kanaması geçirdin, değil mi? Belki o yüzdendir? İyi hissetmiyorsan, belki de hemşirenin yanına gitmeliyiz?”
 
“Beden eğitimi dersinde burun kanaması geçirdin, değil mi? Belki o yüzdendir? İyi hissetmiyorsan, belki de hemşirenin yanına gitmeliyiz?”
   
“Onun için endişelenmeye gerek yok Kiri. Kötü hissetmesinin nedeni burun kanamasından ziyade, üstünde yattığı kucaktan dolayı olduğuna bahse girerim,” dedi Daiya. Onu fark etmemiştim, ama herhâlde yakınlarda duruyordu.
+
“Onun için endişelenmeye gerek yok Kiri. Kötü hissetmesinin sebebinin burun kanamasından ziyade, üstünde yattığı kucaktan dolayı olduğuna bahse varım,” dedi Daiya. Onu fark etmemiştim, ama herhâlde yakınlarda duruyordu.
   
 
“Kucak mı..?..He! Demek öyle! Ne yaaa, sadece sevdalıymış…”
 
“Kucak mı..?..He! Demek öyle! Ne yaaa, sadece sevdalıymış…”
Line 438: Line 442:
 
Dedikten sonra sırıttı ve destekleyici bir tavırla sırtıma vurdu.
 
Dedikten sonra sırıttı ve destekleyici bir tavırla sırtıma vurdu.
   
“Se-n! Sen sen! Bu senin için biraz sırnaşık değil mi? Lütfen aaaşk gibi yetişkin işlerine bulaşma.”
+
“Se-n! Sen sen! Bu senin için biraz sırnaşık değil mi? Lütfen aaaşk gibi olgun bir şeye girme.”
   
 
“O kadar basit bir cazibeden etkilenmek—gülünç.”
 
“O kadar basit bir cazibeden etkilenmek—gülünç.”
Line 451: Line 455:
 
—doğru olmazdı.
 
—doğru olmazdı.
   
Aslına bakarsan, ben ona bugün âşık oldum. Hislerim bir anda ortaya çıkıverdi, en azından Daiya ve diğerleri açısından böyle görünüyor. Ve bu yüzden de kimse ona olan düşkünlüğümü bilmiyordu, davranışlarımın bunu açıkça belli etmesine rağmen.
+
Aslına bakarsan, ben ona bugün âşık oldum. Hislerim bir anda ortaya çıktı, en azından Daiya ve diğerleri açısından böyle gözüküyordu. Ve bu yüzden kimse ona olan düşkünlüğümü bilmiyordu,
  +
davranışlarım bunu belli etmesine rağmen.
   
 
“Hey hey, Daiya, anlaşılan bu herif Kasumi’ye olan karşılıksız aşkını ilan etti. Uhihi.”
 
“Hey hey, Daiya, anlaşılan bu herif Kasumi’ye olan karşılıksız aşkını ilan etti. Uhihi.”
Line 461: Line 466:
 
“Uhehe… başkalarının aşkı gerçekten de eğlenceliymiş! Mm, mm. Merak etme, Ablan senin yanında. Sana tavsiye verir, yardım ederim! Hatta terk edilirsen seni teselli bile ederim! Ama başarılı olursan, seni öldürürüm, çünkü asabım bozulur.”
 
“Uhehe… başkalarının aşkı gerçekten de eğlenceliymiş! Mm, mm. Merak etme, Ablan senin yanında. Sana tavsiye verir, yardım ederim! Hatta terk edilirsen seni teselli bile ederim! Ama başarılı olursan, seni öldürürüm, çünkü asabım bozulur.”
   
“Merak etme. İkisi çıkmaya başlarsa ben onun kalbini çalarım.”
+
“Merak etme. İkisi çıkmaya başladığında ben onun kalbini çalarım.”
   
 
“Ohaa, bu hoşuma gitti! Başkalarının talihsizliği ve karışık aşk ilişkileri! Muhteşem!”
 
“Ohaa, bu hoşuma gitti! Başkalarının talihsizliği ve karışık aşk ilişkileri! Muhteşem!”
   
O ikisi gerçekten çok acımasız, keyifsiz olduğumu görmezden geliyorlar.
+
O ikisi gerçekten çok acımasız, keyifsiz olduğumu görmezden geldiler.
   
 
Neyse ki XX burada değil. O olsaydı, fırsatı değerlendirip konuşmayı öyle bir yere—
 
Neyse ki XX burada değil. O olsaydı, fırsatı değerlendirip konuşmayı öyle bir yere—
Line 475: Line 480:
 
“Hayır, sadece… Onun nerede olduğunu merak ediyordum. Bugün izinli mi?”
 
“Hayır, sadece… Onun nerede olduğunu merak ediyordum. Bugün izinli mi?”
   
“Kimin hakkında konuşuyorsun?” diye sordu Daiya, şüpheli bir bakış atarak.
+
“Kimin hakkında konuşuyorsun?” diye sordu Daiya, gözünde şüphe.
   
Tuhaf. Öyle dediğimde Daiya’nın kimden bahsettiğimi anlamasını beklerdim.
+
Tuhaf. Öyle dediğimde Daiya’nın benim kimden bahsettiğimi anlamasını beklerdim.
   
 
“Bilmiyor musun? Tabi ki de—”
 
“Bilmiyor musun? Tabi ki de—”
Line 488: Line 493:
 
“...Kazu? Bir şeyin mi var? Kimden bahsediyorsun?”
 
“...Kazu? Bir şeyin mi var? Kimden bahsediyorsun?”
   
Kendimi kötü hissediyorum, sanki gırtlağımı yırtma isteği yaratan yarı sıvı ve sümüksü bir şey yutmuşum. Ama bu iğrenme hissine sahip olduğum için şanslıydım. Eğer tamamen yutkunup vücudumdan arındırsaydım, XX kaybolurdu.
+
Kendimi kötü hissediyorum, sanki ümüğümü yırtma isteği yaratan yarı sıvı ve sümüksü bir şey yutmuştum. Ama bu iğrenme hissine sahip olduğum için şanslıydım. Eğer tamamen yutup vücudumdan
  +
arındırsaydım, XX kaybolurdu.
   
 
“H-Hey… Kazu!”
 
“H-Hey… Kazu!”
Line 500: Line 506:
 
...Uçan kuştan medet umuyorum belki, ama yine de ümit ediyorum. Umuyorum ki, bir sebepten dolayı Haruaki'yi unutan tek kişi benimdir. Ama ben gerçekten de aptalım. O ümit—
 
...Uçan kuştan medet umuyorum belki, ama yine de ümit ediyorum. Umuyorum ki, bir sebepten dolayı Haruaki'yi unutan tek kişi benimdir. Ama ben gerçekten de aptalım. O ümit—
   
“Hey Kazu. Şu ‘Haruaki’ de kimin nesi?”
+
“Hey Kazu. O ‘Haruaki’ de kimin nesi?”
   
 
—asla gerçekleşemezdi.
 
—asla gerçekleşemezdi.
   
Bu sinir bozucu durum üzerine dişlerimi gıcırdattım. Daiya ve Kokone garip davranışıma yanıt niteliğinde kaşlarını çattılar.
+
Bu sinir bozucu durum üzerine dişlerimi sıktım. Daiya ve Kokone garip davranışlarıma yanıt olarak kaşlarını çattılar.
   
İkisi de onu unutmuştu—oysa onun çocukluk arkadaşları olarak, onu benden çok daha uzun bir süredir tanıyorlardı.
+
İkisi onu unutmuştu—oysa onun çocukluk arkadaşları olarak, onu benden çok daha uzun bir süredir tanıyorlardı.
   
 
Gerçeğin, "Haruaki'nin" burada var olmadığı düşüncesi bana saplandı, ve—
 
Gerçeğin, "Haruaki'nin" burada var olmadığı düşüncesi bana saplandı, ve—
   
“Eve gidiyorum ben.”
+
“Eve gideceğim.”
   
 
—ölümcül bir yaraya sebep oldu.
 
—ölümcül bir yaraya sebep oldu.
   
Kalktım, çantamı aldım, ve onlara sırtımı dönüp sınıftan çıktım.
+
Kalktım, çantamı aldım, ve onlara sırtımı dönüp sınıftan çıkmaya başladım.
   
 
Burada daha fazla kalmaya dayanamam.
 
Burada daha fazla kalmaya dayanamam.
Line 524: Line 530:
 
Kim tarafından? Bu gayet belliydi. O kesinlikle Reddeden Sınıf’ın ''kahramanı'' tarafından ‘reddedildi’.
 
Kim tarafından? Bu gayet belliydi. O kesinlikle Reddeden Sınıf’ın ''kahramanı'' tarafından ‘reddedildi’.
   
Tamamen yanılmışım. Reddeden Sınıf’ın günlük hayatın akışını koruyacağını düşünmüştüm. Ne kadar da saçma. İşlerin bu şekilde yürümesine imkan yok. Günlük hayata günlük hayat denir çünkü aralıksız devam eder. Bir nehrin akışını durdurursan eğer, çamur birikir ve nehri siyah renge boyar. Aynen öyle. Burada da tortu birikmişti işte.
+
Tamamen yanılmışım. Reddeden Sınıf’ın günlük hayatın akışını koruyacağını düşünmüştüm. Saçmalık. İşlerin öyle gelişmesinin imkanı yoktu. Günlük hayata günlük hayat denir çünkü aralıksız devam eder. Bir nehrin akışını durdurursan, çamur birikir ve nehri siyah rengine boyar. Aynen öyleydi. Burada da tortu birikmişti.
   
 
Ah, anladım. Muhtemelen bu fenomene defalarca şahit olmuştum. Ne kadar tekrara dayansam da, hep bu gerçeğin tekrar farkına varıyorum. Ve ardından Aya Otonaşi’ye karşı koymamaya başlıyorum.
 
Ah, anladım. Muhtemelen bu fenomene defalarca şahit olmuştum. Ne kadar tekrara dayansam da, hep bu gerçeğin tekrar farkına varıyorum. Ve ardından Aya Otonaşi’ye karşı koymamaya başlıyorum.
Line 536: Line 542:
 
O yüzden sınıftan daha çıkmadan dönüp arkama baktım.
 
O yüzden sınıftan daha çıkmadan dönüp arkama baktım.
   
Boş bir sıra. Bir tane daha boş sıra. Bir tane daha boş sıra. Ve orada bir tane daha var.
+
Boş bir sıra. Bir tane daha boş sıra. Bir tane daha boş sıra. Ve orada da bir tane daha var.
 
Ah… Ben zaten bunun farkına varmıştım, ama benden başka kimse bu kadar boş yeri sıra dışı bulmuyor.
 
Ah… Ben zaten bunun farkına varmıştım, ama benden başka kimse bu kadar boş yeri sıra dışı bulmuyor.
   
Line 543: Line 549:
   
   
Muhtemelen farkına varmıştım, ama kabullenmek istemediğim için yapmadım.
+
Muhtemelen çözebilirdim, ama kabullenmek istemediğim için bunu yapmadım.
   
 
Aya Otonaşi benden kutuyu almanın imkansız olduğu sonucuna vardı.
 
Aya Otonaşi benden kutuyu almanın imkansız olduğu sonucuna vardı.
Line 550: Line 556:
   
   
Öyleyse… o ne yapmalı?
+
Öyleyse… ne yapmalı?
   
   
Line 567: Line 573:
 
Kesin konuşmak gerekirse, henüz ölmedim. Ama kanlar içinde yatarken, biliyorum: öleceğim. Kurtulamayacağım. Ve gerçekten onun tarafından öldürüldüm.
 
Kesin konuşmak gerekirse, henüz ölmedim. Ama kanlar içinde yatarken, biliyorum: öleceğim. Kurtulamayacağım. Ve gerçekten onun tarafından öldürüldüm.
   
“Off..! Böylesine saçma miktarda zaman harcadım ve sonuca bak. Acizliğimden hiç şu anki kadar nefret etmemiştim..!” sesinde pişmanlık ile mırıldandı.
+
“Off..! Böylesine saçma miktarda zaman harcadım ve sonuca bak. Şu anki kadar hiç acizliğimden bu kadar nefret etmemiştim..!” sesinde pişmanlık ile mırıldandı.
   
“...devam edelim. Kutuyu burada bulamadığıma göre, bir dahakine ararım artık.”
+
“...devam edelim. Kutuyu burada bulamadığıma göre, bir dahakini ararım artık.”
   
 
Aya Otonaşi’nin gözleri artık beni algılamıyor. Hayır, elbet o gözler beni baştan beri doğru düzgün algılamamıştı.
 
Aya Otonaşi’nin gözleri artık beni algılamıyor. Hayır, elbet o gözler beni baştan beri doğru düzgün algılamamıştı.
Line 575: Line 581:
 
Baştan sona kadar Aya Otonaşi sadece içimdeki kutuya bakıyordu.
 
Baştan sona kadar Aya Otonaşi sadece içimdeki kutuya bakıyordu.
   
Bugün de ‘geçersiz’ ilan edilecek mi acaba? Hayır, edilmeyecek. Reddeden Sınıf denilen kutu benim vücudumda ise, öldüğümde o da parçalanır. Ve vücudum kamyon tarafından parçalandığı gibi, bu kutu
+
Bu gün de ‘geçersiz’ ilan edilecek mi acaba? Hayır, edilmeyecek. Reddeden Sınıf denilen kutu benim vücudumda ise, öldüğümde o da parçalanır. Ve vücudum kamyon tarafından parçalandığı gibi, bu kutu
 
da artık parçalandı.
 
da artık parçalandı.
   
 
Bu gün artık tekrarlanmayacak.
 
Bu gün artık tekrarlanmayacak.
   
Ah, ne kadar gülünç. Reddeden Sınıf’ın sonunu getirecek tek şey buysa, o zaman ölüm de önceden belli olan tek şeydi. Yani, tabi ki bu boş. Bu dünya elbette—benim ölümümden sonraki hayatımdı.
+
Ah, ne kadar gülünç. Reddeden Sınıf’ın sonunu getirecek tek şey buysa, o zaman bir tek ölüm önceden belirtilmişti. Yani, tabi ki bu boş. Bu dünya elbette—benim ölümümden sonraki hayatımdı.
   
 
Ama bununla birlikte, savaşımız artık sona erdi.
 
Ama bununla birlikte, savaşımız artık sona erdi.
Line 590: Line 596:
 
Sana acıyorum. Gerçekten acıyorum, Otonaşi!
 
Sana acıyorum. Gerçekten acıyorum, Otonaşi!
   
Sanıyorum ki beni görmezden gelmeye devam ettiğinden kaynaklanıyor. Diğer türlü böyle bir hata yapmazdın.
+
Muhtemelen beni görmezden gelmeye devam ettiğinden kaynaklandı. Başka türlü böyle bir hata yapmazdın.
   
O yüzden bu kadar zaman harcadın.
+
O yüzden bu kadar zamanı boşa harcadın.
   
 
Dinle, Otonaşi. Biraz düşünsen anlaması kolay. Benim gibi sıradan bir insanın kahraman
 
Dinle, Otonaşi. Biraz düşünsen anlaması kolay. Benim gibi sıradan bir insanın kahraman
 
olmasının imkanı yok.
 
olmasının imkanı yok.
   
Bunu ona söylemek istedim, ama artık bunu yapamıyorum. Ağzımı bile oynatamıyorum.
+
Bunu ona söylemek istedim, ama artık bunu yapamıyorum. Ağzımı bile hareket ettiremiyorum.
   
Bilincim kayboldu. Öldüm.
+
Bilincim ortadan kayboldu. Öldüm.
   
 
Bu—hiçbir şeyi sonlandırmadı.
 
Bu—hiçbir şeyi sonlandırmadı.

Please note that all contributions to Baka-Tsuki are considered to be released under the TLG Translation Common Agreement v.0.4.1 (see Baka-Tsuki:Copyrights for details). If you do not want your writing to be edited mercilessly and redistributed at will, then do not submit it here.
You are also promising us that you wrote this yourself, or copied it from a public domain or similar free resource. Do not submit copyrighted work without permission!

To protect the wiki against automated edit spam, we kindly ask you to solve the following CAPTCHA:

Cancel Editing help (opens in new window)