Difference between revisions of "Utsuro no Hako - Türkçe:1. Cilt 27753. Defa (2)"
m |
m |
||
(11 intermediate revisions by 4 users not shown) | |||
Line 1: | Line 1: | ||
''*hart* *hart* *hart* *hart*—'' |
''*hart* *hart* *hart* *hart*—'' |
||
− | ''Bu ses de neyin nesi? İçimden geliyor, ve öyle, öyle hafif bir ses ki, neredeyse fark'' |
+ | ''Bu ses de neyin nesi? İçimden geliyor, ve de öyle, öyle hafif bir ses ki, neredeyse fark'' |
− | '' |
+ | ''edemiyordum—ama göz ardı etmek ölümcül bir hata olurdu.'' |
''*hart* *hart* *hart* *hart*—'' |
''*hart* *hart* *hart* *hart*—'' |
||
− | '' |
+ | ''Üstümde küçücük bir törpü kullanılıyor. Nerede?'' ''Yani, ses içimden geliyor, bu demek oluyor ki; İçim parçalanıyor.'' |
''*hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart*—'' |
''*hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart*—'' |
||
− | ''Kulaklarımı |
+ | ''Kulaklarımı tıkama ihtiyacı duydum, çünkü ses muazzam miktarda gürültülü geldi bana—oysa ki öyle değil—ama böyle yapmam nasılsa sesi daha da gürültülü bir hale getirdi. Ah, tabi doğru ya. Dışarıdaki uğultuyu engellersem tabi ki de içimden gelen sesi daha iyi duyarım. Yani kulaklarımı bile tıkayamıyorum. Kendi bilenme sesimden asla kaçamayacağım.'' |
− | ''Ve acıyor. |
+ | ''Ve acıyor. Doğranmak her zaman acıtır. Eminim ki kalbin kirpi balığına dönüşmesi aynı böyle bir his—aralıksız karıncalanma şeklinde ağrı. Bu suçluluk duygusu mu? Düşündüğümden daha inatçı çıktı; Oysa kaybedeceğim ilk duygunun suçluluk duygusu olacağına adım gibi emindim.'' |
− | + | ''*hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart*—'' |
|
− | '' |
||
− | '' |
+ | ''Doğranıyorum.'' |
− | + | ''Kalbim.'' |
|
− | + | ''Ben.'' |
|
− | + | ''Ah, bu devam ederse, vücudum şeklini kaybedip, odun yongaları gibi ufalanacak.'' |
|
− | ''Hayır.. Artık—çok geç. Çoktan küçücük parçalar haline geldim.'' |
||
+ | ''Hayır... Artık—çok geç. Çoktan küçücük parçalar haline geldim.'' |
||
− | ''Bu 20,000 tekrar üzerinde, kendimi kaybettim. Bunun farkındayım.'' |
||
+ | |||
− | ''Bu can sıkıntısına katlanamadım ve umudumu yitirdim.'' |
||
+ | ''Bu 20,000 tekrardan sonra, algımı yitirdim. Bunun farkındayım.'' |
||
− | ''Başkalarıyla doğru düzgün iletişime bile geçemiyorum.'' |
||
+ | |||
+ | ''Bu can sıkıntısına katlanamadım ve kalbimi kaybettim.'' |
||
+ | |||
+ | ''Başkalarıyla doğru düzgün iletişime bile geçemiyorum artık.'' |
||
''Bu dünya beni reddediyor.'' |
''Bu dünya beni reddediyor.'' |
||
− | ''Yani, tabi ki de eder. Baştan beri, ben buraya hiç ait olmamıştım. Kendimi zorla içine attım.'' |
+ | ''Yani, tabi ki de eder. Baştan beri, ben buraya hiç ait olmamıştım ki. Kendimi zorla içine attım.'' |
+ | |||
''Onların sınıfı beni sürekli reddediyor.'' |
''Onların sınıfı beni sürekli reddediyor.'' |
||
− | ''Nasıl |
+ | ''Nasıl kurtulabileceğimi biliyorum.'' |
''Ama öyle yapmayı seçmeyeceğim.'' |
''Ama öyle yapmayı seçmeyeceğim.'' |
||
Line 42: | Line 45: | ||
''...Ha? Ama ben çoktan küçücük parçalar haline geldim.'' |
''...Ha? Ama ben çoktan küçücük parçalar haline geldim.'' |
||
+ | |||
− | ''Öyleyse neden geriye kalan tek şey dileğim? Bunun olması mümkün mü? Dileğim kalbimle birlikte'' ''aşındı. Kanıt olarak—'' |
||
+ | ''Öyleyse neden geriye kalan tek şey dileğim? Bunun olması mümkün mü? Dileğim kalbimle birlikte parçalandı. Kanıt olaraktan—'' |
||
+ | ''—Hatırlayamıyorum onu.'' |
||
− | ''—dileğimi hatırlayamıyorum.'' |
||
''“—ahaha”'' |
''“—ahaha”'' |
||
''Farkında olmadan gülmeye başladım. Doğru, hatırlayamıyorum. Ahaha, hatırlayamıyorum.'' |
''Farkında olmadan gülmeye başladım. Doğru, hatırlayamıyorum. Ahaha, hatırlayamıyorum.'' |
||
− | ''Dileğim neydi benim? Hadi ama, hatırlamama izin ver! Ahaha |
+ | ''Dileğim neydi ki benim? Hadi ama, hatırlamama izin ver! Ahaha bırak şaka yapmayı!'' |
− | ''Bu tekrarların sonsuz işkencesine |
+ | ''Bu tekrarların sonsuz işkencesine ne diye katlandım ki o zaman? Sadece gülebiliyorum.'' |
+ | ''Sadece gülebilsem de...aah, gerçekten nasıl gülündüğünü uzun zaman önce çoktan unuttum, o yüzden duygusuzca güldüm.'' |
||
− | ''Sadece gülebilmeme rağmen…'' |
||
− | ''ah, gerçekten nasıl gülündüğünü uzun zaman önce unuttum, o yüzden duygusuzca güldüm.'' |
||
''Madem öyle—her şeye son vereyim.'' |
''Madem öyle—her şeye son vereyim.'' |
||
Line 58: | Line 61: | ||
''Son derece basit bir sonuç. Bunu düşünmek niye bu kadar çok zamanımı aldı ki?'' |
''Son derece basit bir sonuç. Bunu düşünmek niye bu kadar çok zamanımı aldı ki?'' |
||
− | ''Onu sadece öldürmem gerekiyor. Doğru, onu sadece öldürmem gerekiyor. <u>Sadece Kazuki |
+ | ''Onu sadece öldürmem gerekiyor. Doğru, onu sadece öldürmem gerekiyor. <u>Sadece Kazuki Hoşino’yu öldürmem gerekiyor</u>. Sonuçta, bu ızdırabın kaynağı O. O'nu öldürerek kurtulabileceksem, O'nu çabucak öldürmem gerek sadece.'' |
''Ama her nedense biliyorum.'' |
''Ama her nedense biliyorum.'' |
||
Line 68: | Line 71: | ||
{| border="1" cellpadding="5" cellspacing="0" style="margin: 1em 1em 1em 0; background: #f9f9f9; border: 1px #aaaaaa solid; padding: 0.2em; border-collapse: collapse;" |
{| border="1" cellpadding="5" cellspacing="0" style="margin: 1em 1em 1em 0; background: #f9f9f9; border: 1px #aaaaaa solid; padding: 0.2em; border-collapse: collapse;" |
||
|- |
|- |
||
− | | |
+ | | Geri Git - [[Utsuro_no_Hako - Türkçe:1. Cilt Ara|Ara]] |
− | | |
+ | | Geri Dön - [[Utsuro no Hako to Zero no Maria (Türkçe)|Ana Sayfa (Main Page)]] |
+ | | Devam Et - [[Utsuro_no_Hako - Türkçe:1. Cilt 27754. Defa|27,754. Defa]] |
||
|- |
|- |
||
|} |
|} |
Latest revision as of 11:19, 28 September 2016
*hart* *hart* *hart* *hart*—
Bu ses de neyin nesi? İçimden geliyor, ve de öyle, öyle hafif bir ses ki, neredeyse fark edemiyordum—ama göz ardı etmek ölümcül bir hata olurdu.
*hart* *hart* *hart* *hart*—
Üstümde küçücük bir törpü kullanılıyor. Nerede? Yani, ses içimden geliyor, bu demek oluyor ki; İçim parçalanıyor.
*hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart*—
Kulaklarımı tıkama ihtiyacı duydum, çünkü ses muazzam miktarda gürültülü geldi bana—oysa ki öyle değil—ama böyle yapmam nasılsa sesi daha da gürültülü bir hale getirdi. Ah, tabi doğru ya. Dışarıdaki uğultuyu engellersem tabi ki de içimden gelen sesi daha iyi duyarım. Yani kulaklarımı bile tıkayamıyorum. Kendi bilenme sesimden asla kaçamayacağım.
Ve acıyor. Doğranmak her zaman acıtır. Eminim ki kalbin kirpi balığına dönüşmesi aynı böyle bir his—aralıksız karıncalanma şeklinde ağrı. Bu suçluluk duygusu mu? Düşündüğümden daha inatçı çıktı; Oysa kaybedeceğim ilk duygunun suçluluk duygusu olacağına adım gibi emindim.
*hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart* *hart*—
Doğranıyorum.
Kalbim.
Ben.
Ah, bu devam ederse, vücudum şeklini kaybedip, odun yongaları gibi ufalanacak.
Hayır... Artık—çok geç. Çoktan küçücük parçalar haline geldim.
Bu 20,000 tekrardan sonra, algımı yitirdim. Bunun farkındayım.
Bu can sıkıntısına katlanamadım ve kalbimi kaybettim.
Başkalarıyla doğru düzgün iletişime bile geçemiyorum artık.
Bu dünya beni reddediyor.
Yani, tabi ki de eder. Baştan beri, ben buraya hiç ait olmamıştım ki. Kendimi zorla içine attım.
Onların sınıfı beni sürekli reddediyor.
Nasıl kurtulabileceğimi biliyorum.
Ama öyle yapmayı seçmeyeceğim.
Çünkü—dileğim henüz gerçekleşmedi.
...Ha? Ama ben çoktan küçücük parçalar haline geldim.
Öyleyse neden geriye kalan tek şey dileğim? Bunun olması mümkün mü? Dileğim kalbimle birlikte parçalandı. Kanıt olaraktan—
—Hatırlayamıyorum onu.
“—ahaha”
Farkında olmadan gülmeye başladım. Doğru, hatırlayamıyorum. Ahaha, hatırlayamıyorum. Dileğim neydi ki benim? Hadi ama, hatırlamama izin ver! Ahaha bırak şaka yapmayı! Bu tekrarların sonsuz işkencesine ne diye katlandım ki o zaman? Sadece gülebiliyorum. Sadece gülebilsem de...aah, gerçekten nasıl gülündüğünü uzun zaman önce çoktan unuttum, o yüzden duygusuzca güldüm.
Madem öyle—her şeye son vereyim.
Son derece basit bir sonuç. Bunu düşünmek niye bu kadar çok zamanımı aldı ki?
Onu sadece öldürmem gerekiyor. Doğru, onu sadece öldürmem gerekiyor. Sadece Kazuki Hoşino’yu öldürmem gerekiyor. Sonuçta, bu ızdırabın kaynağı O. O'nu öldürerek kurtulabileceksem, O'nu çabucak öldürmem gerek sadece.
Ama her nedense biliyorum.
Bir zamanlar benim ‘dileğim’ olan bu ‘prangalar’ beni asla serbest bırakmayacak.
Geri Git - Ara | Geri Dön - Ana Sayfa (Main Page) | Devam Et - 27,754. Defa |