Difference between revisions of "High School DxD:Cilt 1 Life 0"
m |
m (→Life.0) |
||
(10 intermediate revisions by 2 users not shown) | |||
Line 17: | Line 17: | ||
Beklenmedik derecede popüler mi olduğumu düşünüyorsun? |
Beklenmedik derecede popüler mi olduğumu düşünüyorsun? |
||
− | Hayır, aslında hiç de öyle değil.Sonuçta feci halde sapık olduğum için bu kadar ünlüyüm, hatta Kendo Kızlar Kulubünün giyinme odasına gizlice gözetmekle suçlandım. |
+ | Hayır, aslında hiç de öyle değil. Sonuçta feci halde sapık olduğum için bu kadar ünlüyüm, hatta Kendo Kızlar Kulubünün giyinme odasına gizlice gözetmekle suçlandım. |
+ | Asla kızların giyinme odasını dikizlemek gibi utanmaz bir şey yapmam…… |
||
− | '''(Çevriliyor)'''I won’t do such a shameless thing as peeping into the girls' changing room…… |
||
+ | Tamam özür dilerim. Olay yerindeydim. Kendo Kulubünün yanındaki depolama odasındaydım. Depolama odasının duvarındaki bir delikten içeriyi dikizlemeye çalışıyordum. |
||
− | I’m sorry. I was at the scene. I was in the storage room next to the Kendo Club. I was trying to peep from the hole on the wall in the Kendo Club’s storage room. |
||
+ | Maalesef bir türlü içeriyi göremedim. Çünkü Matsuda ve Motohama bir türlü delikten çekilmiyorlardı. Lanet herifler…… |
||
− | Unfortunately I couldn’t have a look. That’s because Matsuda and Motohama wouldn’t get away from the hole. Seriously, those guys…… |
||
− | + | O iki aptal “Ohhh! Murayama'nın cidden kocaman göğüsleri var!” veya “Ahhh, Katase'nin ne kadarda güzel bacakları var”. dediklerinde çıldırmamak için kendimi zor tutuyordum!! |
|
+ | Tabii ki de bakmak için yanıp tutuşuyordum! Ancak depoya doğru gelenler vardı, o yüzden oradan sıvıştım. |
||
− | Of course I wanted to have a look! But there were guys approaching the storage room, so I ran from the scene. |
||
+ | Ne yazık ki, benim gibi her gün arsız şeyler yapan bir herife inanılmaz bir şey oldu. |
||
− | However, something really blissful happened to a guy like me, who would be doing all sorts of perverted stuff every day. |
||
+ | "Benimle çıkar mısın?" |
||
− | “Please go out with me.” |
||
+ | Bir kızdan çıkma teklifi! |
||
− | A confession from a girl! |
||
+ | Genç olmanın nasıl bir şey olduğunu o an hissettim. |
||
− | I felt what it was like to be a youth. |
||
+ | Benim gibi sap birisi için bu bir rüya gibiydi. |
||
− | For a guy like me who didn’t have a girlfriend, it was like a dream come true. |
||
− | + | Kız arkadaşımın ismi Amano Yuuma-chan. İpek gibi siyah saçları ve ince fiziğiyle beni benden aldı. |
|
+ | O kadar tatlıydı ki ilk görüşte aşık oldum. |
||
− | She’s so cute that I fell in love with her at first sight. |
||
+ | Direk bir fıstık size gelse ve "Hyoudou-kun, seni seviyorum! Benimle çıkar mısın?" dese, sizde kabul etmez misiniz? |
||
− | Won’t you say “OK” right away if some beauty comes up to you and says “Hyoudou-kun! I love you! Please go out with me!”? |
||
+ | Bunun gibi bir şey yaşı sevgilisinin olmadığı yıllara eşit olan birisi için olağanüstü bir şey. |
||
− | That will be like something out of a dream for a guy like me whose age equals the number of years I didn’t have a girlfriend. |
||
+ | Hani birisi dese ki bana "Hangi oyundan çıktı bu şimdi?" diye, şaşırmazdım,ama gerçekten oldu! |
||
− | It won’t be weird if someone says “What bishoujo game did you get that from?”, but it seriously happened! |
||
+ | Bir mucize gerçekleşti! Birisi bana çıkma teklifi etti! Hem de güzel bir kız! |
||
− | A miracle certainly did occur! I was confessed to! From a beautiful girl! |
||
+ | Açıkçası bunun bir şaka olduğunu düşünmüştüm. Hatta birkaç kez düşündüm, hani bi oyunda kaybetti de, ceza olarak bana çıkma teklif ettirdiler diye. |
||
− | I actually thought it was a prank. I even thought several times that it was the result of a penalty game and that her friends were looking at us from elsewhere. |
||
+ | Yapılacak bir şey yok. Bu zamana kadar kızlarla ilişkisi asla iyi olamayacak birisi olarak yaratıldığımı düşünüyordum. |
||
− | That can’t be helped. Until then, I believed that I was a guy born to be unpopular with girls. |
||
+ | Ama o günden beri artık sevgilisi olan bir erkek haline geldim. Dünyam değişmişti. Bunu nasıl açıklarım bilmiyorum ama kalbim huzur bulmuştu. Yanından geçtiğim her adama "Kapak olsun hepinize!" * demek istiyordum. |
||
− | But ever since that day, I became a guy with a girlfriend. The world around me changed. I don’t know how to explain it but my heart was at peace. I wanted to say “It’s my win!” to every guy I walked past. |
||
+ | Matsuda ve Motohama için üzülüyordum, çünkü bir kız arkadaşları yoktu. Hani bu kadar gaza gelmiştim. |
||
− | I started to feel sorry for my two buddies, Matsuda and Motohama, who didn’t have a girlfriend. That’s how confident I became. |
||
+ | Çıkmaya başlamamızdan itibaren ilk buluşmamızda- |
||
− | On our first date after we started dating— |
||
+ | Baya önceden hazırladığım planı uygulamaya koyacaktım. |
||
− | I was ready to use the plan that I had made a while back. |
||
+ | Nihaha, dişlerimi dün gece bir sürü kere fırçaladım, kaçırdığım bir nokta bile yoktu. |
||
− | Fufufu, I’ve brushed my teeth dozens of times since yesterday night. There is not a single place I missed. |
||
+ | Yeni don bile aldım. Ne olacağını bilemeyiz dimi? |
||
− | I even bought new pants. You can’t tell what will happen after all. |
||
+ | Buluşma yerine süper bakire bir adam tutumuyla vardım. |
||
− | I arrive to the date spot with the attitude of a super virgin guy. |
||
+ | Yuuma-chan gelmeden üç saat önce oradaydım. Önümden geçen tam 100 tane gözlüklü kız saydım! |
||
− | I arrive at the meeting spot three hours before Yuuma-chan did. I counted up to a hundred girls who wore glasses walking past in front of me! |
||
+ | Sayarken broşür dağıtan garip bir insandan değişik bir broşür aldım. |
||
− | During that time, I received a suspicious leaflet from a weird person handing out leaflets. |
||
+ | Üzerinde garip bir sihirli çemberle altında "İsteğiniz gerçekleşecek!" yazan gizemli bir broşürdü bu. |
||
− | It was an occult-looking thing with a weird magic-circle and a sentence - “Your dream will be granted!” - written. |
||
+ | ......Atmak istedim,ama cebime koydum çünkü onu şimdi atamam. |
||
− | ......I want to throw it away, but I decide to put it in my pocket since I can’t throw it away now. |
||
+ | Yuuma-chan geldiğinde ona şunları söyledim. "Merak etme,ben de biraz önce geldim zaten." |
||
− | When Yuuma-chan arrived, I said this. |
||
+ | İşte bu! Sonunda söyleyebildim. Her zaman bunu demek istemişimdir. |
||
− | “Don’t worry, I also just got here.” |
||
+ | Daha sonra el ele tutuşarak yürüdük. Duygulanmıştım la. Güzel sevgilimle buluşurken el ele tutuşmak! |
||
− | Bullseye! I was able to say it. I always wanted to say that! |
||
+ | O kadar duygulandım ki ağlayacaktım neredeyse. |
||
− | Then we walked while holding hands. I was really touched. To have a date while holding hands with my beautiful girlfriend! |
||
+ | Sakin olmalıyım; acele edilip,panik yapılacak zaman değil. |
||
− | I was so moved that I was about to burst into tears. |
||
+ | Sonrasında gittik, kıyafet denedik, odalarımıza eşyalar baktık. |
||
− | I shouldn’t rush it. It’s not the time to panic yet. |
||
+ | Öğleyin yemek yemek için her lise öğrencisinin yapacağı gibi orta halli bi restorana gittik ve Yuuma-chan çikolatalı parfesini iştahla yedi. Sadece ona bakarak ben doydum be! |
||
− | After that we enjoyed our date by going to a clothing store and having a look at decorations for our rooms. |
||
+ | Evet,sanırım diğer sevgililerin buluşmaya geldiklerinde neler hissettiklerini anlıyorum. Sanki yeniden canlanmışım gibi hissediyorum. |
||
− | For lunch, we ate at a family restaurant just like how a normal high school student would, and Yuuma-chan was eating her chocolate parfait deliciously. My stomach was full just by looking at her. |
||
+ | Anne, beni doğurduğun için sana teşekkürler. Baba, soyumuzu devam ettiremeyeceğim için endişeleniyordum,ama artık senin bu konuda daha fazla endişelenmene gerek yok gibi geliyor. |
||
− | Yeah, I felt as if I understood how other teenagers feel when they go on a date. I felt as if I was alive for the first time. |
||
+ | Tüm bunları düşünürken akşamüstü olmuştu bile. |
||
− | Mum, thanks for giving birth to me. Dad, I was worried that I wouldn't be able to continue our family line, but it looks like you don’t have to worry about that any more. |
||
+ | Doruk noktası! |
||
− | As I was thinking about all those sorts of things, it was already afternoon. |
||
+ | Öpücük!? Ayrılmadan önce bi öpücük!? Sadece bunu düşünmekten başım dönmeye başladı! |
||
− | It’s the climax! |
||
+ | Ah, belki daha da ilerisine gideriz! |
||
− | Kiss!? A kiss before going home!? My head got hyped just by thinking about that! |
||
+ | İşte bunun gibi şeyleri anca benim gibi azgın liseliler düşünür. |
||
− | Oh, maybe we will go even further! |
||
+ | Şehrin merkezinden uzak bir parka geldik. Etrafta kimsecikler yok, in cin top oynuyor. Bu yüzden de benim kafamda erotik düşünceler beliriyor. |
||
− | That’s what a horny male high school student like me is thinking. |
||
+ | Keşke o azgın şeyleri yapmayı öğreten kitaplardan okusaydım! |
||
− | We are at the park that is away from the town. There is no sign of people, and no one is here besides us. Thanks to that, my erotic imaginations build up. |
||
+ | Yuuma-chan fıskiyenin önüne gelince çoktan elimi bırakmıştı. Fıskiyenin önünde durdu ve bana dedi: |
||
− | I should have read a book that teaches you to do even more naughty stuff! |
||
+ | "Bugün kesinlikle çok eğlenceliydi! |
||
− | Yuuma-chan already let go of my hand and she is standing before the fountain. |
||
+ | Yuuma-chan fıskiyeyi arkasına aldı, gülümsüyordu. |
||
− | “It sure was fun today.” |
||
+ | Ahhhh,ah! Taş gibiydi bu kız. Arkasındaki güneşin batışı da ona güzellik katıyordu. |
||
− | Yuuma-chan smiles while having the fountain behind her. |
||
+ | "Hey, Ise-kun." |
||
− | Kuu! Damn, she’s cute. The sunset which is behind her gave a good atmosphere. |
||
+ | "Efendim, Yuuma-chan?" |
||
− | “Hey, Ise-kun.” |
||
+ | "İlk buluşmamızı kutlamak için bir şey yapmak istiyorum. Beni dinler misin?" |
||
− | “What is it, Yuuma-chan?” |
||
+ | Hah, işte o an geldi! |
||
− | “There is something I want to do to celebrate our first date. Can you listen to my wish?” |
||
+ | Ahanda geldi o an! Mutlaka şimdi olmalı! |
||
− | Oh yeah. It’s here! |
||
+ | Nefesim kokuyor mu? Kokmuyor! Kafam buna hazır mı!Hmm, kalbim çok hızlı atıyor! |
||
− | This is it! This must be it! |
||
+ | "B-benden n-ne istiyorsun?" |
||
− | The smell of my breath! Checked! My mental preparedness! Hmm! My heart is beating so fast~! |
||
+ | Aaahhh. Sesim çok kötü çıktı. Kesin anlayacak saçma bir şeyler düşündüğümü! |
||
− | “W-What is the w-wish you want?” |
||
+ | Bu kadar geldikten sonra en saçma hatayı yaptım! |
||
− | Aaaaagh. The tone of my voice is deep. She will find out that I’m thinking of something idiotic! |
||
+ | Ancak Yuuma-chan bana sadece gülümsedi. |
||
− | I made the dumbest mistake after coming this far…… |
||
+ | Ve sonrasında açıkça söyledi. |
||
− | But Yuuma-chan just smiles at me. |
||
+ | "Benim için ölür müsün?" |
||
− | She then says it to me clearly. |
||
+ | ................. |
||
− | “Will you die for me?” |
||
− | ........ |
+ | ........Haaa?! Neydi o ya? |
+ | ".......Efendim? Eee,..... şey, ö-özür dilerim, bir daha söyler misin? Sanırım kulaklarımda bi sorun var,düzgün duyamıyorum." |
||
− | ......Eh? What was that? |
||
+ | Mutlaka yanlış duymuş olmalıyım. Mutlaka. Bir daha sordum bu yüzden. |
||
− | “......Eh? That is......huh, sorry, can you repeat that again? I think there's something wrong with my ears.” |
||
+ | Ama....... |
||
− | I must have heard it wrong. |
||
+ | "Benim için ölür müsün?" |
||
− | That’s what I thought. That must be it. So I ask her again. |
||
+ | Bana gayet açıkça söyledi. Kahkaha atarken hem de. |
||
− | But...... |
||
+ | Söyledikleri bi anlam ifade etmiyordu. Tam da gülerek "Yuuma-chan, çok komiksin" diyecekken.... |
||
− | “Will you die for me?” |
||
− | |||
− | She clearly says it to me again. While laughing. |
||
− | |||
− | Her words didn’t make any sense. The moment I was about to say “That’s so funny, Yuuma-chan” with a smile...... |
||
FLAP |
FLAP |
||
+ | Sırtında simsiyah kanatlar belirdi. |
||
− | Black wings appear from her back. |
||
+ | Daha sonra bu kanatları çırpmaya başladı. Siyah tüyler havada uçuşup ayağımın dibine düştü. |
||
− | She then starts to flap her wings. The black feathers float in the air and then drop down to my feet. |
||
+ | Bu neydi lan? |
||
− | What is that? |
||
− | + | Ha? Yuuma-chan bir melek gibi tatlı bi kız,ama.... |
|
+ | Melek mi? Hayır, bu gerçek olamaz. |
||
− | Angel? No, there’s no way that can be true. |
||
+ | Bu bi oyun mu? |
||
− | Is it some kind of acting? |
||
+ | Benim güzel kızarkadaşım arkasında güneş batarken kanatlarını çırpıyordu. Kurgu bi hikayeden çıkma bir sahne gibiydi. |
||
− | My beautiful girlfriend who is flapping her wings while the sun sets behind her. It looks like a scene from a fantasy story. |
||
[[Image:HSDxD_vol_01_021.jpg|thumb|]] |
[[Image:HSDxD_vol_01_021.jpg|thumb|]] |
||
+ | Ama buna inanamıyorum. |
||
− | But there is no way I can believe something like this. |
||
− | |||
− | Her cute looking eyes change into cold scary eyes. |
||
− | |||
− | “It was fun. The short time I spent with you. It was like playing house with a little child.” |
||
− | |||
− | Yuuma-chan’s voice sounds very cold. Her tone is like an adult's. Her mouth is forming a cold smile. |
||
+ | Tatlı bi ışıltı yayan gözleri soğuk, korkutucu gözlere dönüştü. |
||
− | BUZZ |
||
+ | "Seninle geçirdiğim zaman eğlenceliydi,tıpkı bir çocukla evcilik oynar gibiydi." |
||
− | A sound much heavier than the noise that a game console makes vibrates in the air. |
||
+ | Yuuma-chan'ın sesi çok soğuk geliyordu. Sesinin tonu bile bir yetişkin gibiydi.Dudaklarında soğuk bir gülümseme belirdi. |
||
− | It’s making a lot of buzzing noise and <i>it</i> appears in her hands. |
||
+ | CIZZ |
||
− | It looks like a spear. |
||
+ | Oyun kolunun titreşme sesinden daha şiddetli bi ses havayı kapladı.[Batu:burayı kontrol edin] |
||
− | Is it glowing? It seems like it’s a bulk of light or something…. Actually, that is a spear. |
||
+ | Bir cızlama sesi çıkaran <i>o şey</i> Yuuma-chan'ın elinde ortaya çıktı |
||
− | HYU |
||
+ | Bir mızrağa benziyordu. |
||
− | The sound of the wind. A nasty noise follows after it. |
||
+ | Parlıyor mu? Sanki bir ışık huzmesi gibi gözüküyordu... Açıkçası,evet, bu bir mızrak. |
||
− | DON! |
||
+ | FİUVV |
||
− | The moment I thought something grazed my stomach, the spear which was in Yuuma-chan’s hand pierces my stomach. |
||
+ | Rüzgarın sesi. Ve bunu takip eden iğrenç bir ses. |
||
− | She threw that at me...... |
||
+ | TAK! |
||
− | But rather than that, why? I tried to pull the spear out of me, but it disappears. |
||
+ | Bir şeyin mideme isabet ettiğini düşündüğüm anda, Yuuma-chan'n elindeki mızrak karnımı deldi. |
||
− | The only thing left was a huge hole in my stomach. And blood which is flowing out from it. Blood. Blood. |
||
+ | Bana onu fırlatmıştı.... |
||
− | My head got dizzy, and my eyesight became blurry. I was already lying on the ground and by the time I realised it, my legs lost their balance. |
||
+ | O bu değilde, neden? Mızrağı içimden çıkarmayı denedim, ama mızrak bi anda kayboldu. |
||
− | Footsteps close in on me while I’m on the ground. |
||
+ | Kalan tek şey karnımda kocaman bir delikti. Ve oradan fışkıran kan. Kan. Kan. |
||
− | A small voice vaguely reaches me. It’s Yuuma-chan. |
||
+ | Başım döndü ve gözlerim buğulandı. Bacaklarımdaki kasların gevşediğini fark edene kadar kendimi yerde buldum. |
||
− | “Sorry. You were a threat to us, so we decided to get rid of you early. If you want to hold a grudge, then hate the God who put the Sacred Gear inside you.” |
||
+ | Ben yerdeyken ayak sesleri bana yaklaştı. |
||
+ | Kısık bir sesi çok hafif de olsa duyuyordum. Yuuma-chan'ın sesiydi. |
||
− | ......Sacred, what......? |
||
+ | "Özür dilerim. Bize bir tehdit olarak duruyordun, o yüzden seni erkenden ortadan kaldırmamız gerekti. Bunun için birisine nefret besleyeceksen bize değil, sana bu Kutsal Aracı koyan Tanrı'ya kin besle. |
||
− | I can’t even ask her a question and I’m in a state where I’m down on the ground. Her footsteps get further away from me. |
||
+ | .......Kutsal, neyi....? |
||
− | At the same time, I started to lose my consciousness. The hole in my stomach. It must be fatal. I don’t feel any pain. |
||
+ | Yerdeydim ve ona bir soru bile soramıyordum. Ayak sesleri gittikçe benden uzaklaştı. |
||
− | But I realised that I was in a seriously bad condition because I could feel that I was about to lose consciousness. |
||
+ | Aynı zamanda bilincimi kaybetmeye başladım. Karnımdaki delik. Ölümcül olmalı. Acı hissetmiyorum. |
||
− | It must feel nice if I lose consciousness now as if I’m going to sleep. But if that happens, I will certainly die. |
||
+ | Ama berbat bir durumda olduğumu anladım, çünkü bilincimi kaybetmeye çok az kaldığının farkındaydım. |
||
− | Are you serious......? Am I going to die at this age? |
||
+ | Eğer bilinç kaybı şimdiki gibi uykuya dalma şeklindeyse güzel bi şey olmalı. Ama bu olursa, neredeyse kesin olarak öleceğim. |
||
− | I haven’t even lived half of my life yet! |
||
+ | Ciddi misiniz......? Bu yaşta mı öleceğim ben? |
||
− | How can I laugh if I die because I was stabbed by my girlfriend at this weird park! |
||
+ | Hayatımın yarısını bile yaşamadım daha lan! |
||
− | Ku…… My consciousness starts to fade away while I was having such thoughts…… |
||
+ | Bu garip parkta sevgilim beni yaraladığı için ölürsem nasıl güleceğim ben! |
||
− | It feels like many things inside me are disappearing...... |
||
+ | Has... Bu gibi düşünceler devam ederken bilincim gidiyordu benden... |
||
− | Oh yeah, I wonder what’s going to happen at school tomorrow? |
||
+ | İçimdeki bir çok şey kayboluyor gibi hissediyordum..... |
||
− | Will Matsuda and Motohama be shocked? Will they cry for me? No way, not them...... |
||
+ | Aslında, yarın okulda neler olacak acaba? |
||
− | Mum, Dad…… I haven’t done anything to please them yet as their child...... |
||
+ | Matsuda ile Motohama şok olacaklar mı? Benim için ağlarlar mı? Hiç sanmam...... |
||
− | Rather......it’s not going to be funny if they find those porno magazines I was secretly hiding after my death...... |
||
+ | Annem, babam.... Onları şu ana kadar memnun edecek tek şey yapamadım. |
||
− | ......Why the heck am I thinking of only these kinds of things when I’m about to die……? |
||
+ | Aslında..... ölümüne sakladığım porno dergilerini ben öldükten sonra görürlerse o kadar komik olmayacak........... |
||
− | My hands......can still move...... |
||
+ | ........ Lan ölüm döşeğinde ben niye bunları düşünüyorum.....? |
||
− | I touched my stomach and brought it in front of me. |
||
+ | Ellerim....hala hareket edebiliyorlar.... |
||
− | It's red...... Crimson red. This is my blood. My whole hand is red. This is all my blood. |
||
+ | Karnıma dokundum ve elimi gözümün önüne getirdim. |
||
− | Then she came into my mind. |
||
+ | Kırmızı..... Kızıl. Bu benim kanım. Elim kanla sırılsıklam. Bunların hepsi benim kanım. |
||
− | The one who I’m imagining is that one girl. |
||
+ | Sonra o aklıma geldi. |
||
− | The beauty with the crimson hair. Every time I saw her, my eyes were drawn to her crimson hair. |
||
+ | Hayal ettiğim o kız. |
||
− | ......If I was going to die, I wish it was inside the arms of a beautiful girl like that...... |
||
+ | Kızıl saçlı güzel kız. Onu her gördüğümde gözüm saçlarına takılıyordu. |
||
− | I started to feel like I am cheating on my girlfriend Yuuma-chan because I am having these thoughts. Hold on, that Yuuma-chan was the one who killed me...... |
||
+ | ......... Öleceksem onun kollarında öleyim...... |
||
− | ......But if I was to die, I want to die after groping Yuuma-chan’s oppai...... |
||
+ | Bu düşüncelerle sanki Yuuma-chan'ı aldatıyormuş gibi hissediyorum. Bi saniye, beni öldüren zaten Yuuma-chan'dı....... |
||
− | Haha, my perverted illusions don't stop even before I die...... |
||
+ | .......Nası olsa öleceksem Yuuma-chan'ın oppai'sini avuçladıktan sonra ölmek istiyorum...... |
||
− | Aaah, my eyes got even more blurry...... |
||
+ | Ahaha, azgınlığım bu durumda bile kendini gösteriyor..... |
||
− | Is it finally the end for me......? |
||
− | + | Ahh, gözlerim daha çok buğulandı..... |
|
+ | Bu benim sonum mu? |
||
− | ......If I was to be reborn, I want to be...... |
||
+ | Cidden çok sıkıcı bir hayattı...... |
||
+ | ...... Eğer yeniden dünyaya geleceksem, bunu istiyorum... |
||
− | “So you were the one who called me.” |
||
+ | "Demek beni çağıran sendin." |
||
+ | Bir anda birisi önümde beliriyor ve benimle konuşuyor. |
||
− | Suddenly, someone appears in front of me, and she talks to me. |
||
+ | Kim olduğunu gözlerim buğulandığından çıkaramadım |
||
− | I can’t tell who it is since my eyes are blurry. |
||
+ | "Hmm, ölüyorsun galiba. Yaran..... Ooo, sanırım sana baya ilginç bir şeyler oluyor. Sanırım o sensin.... Olaylar baya ilginçleşti" |
||
− | “Looks like you are dying. Your wound......oh my, looks like something interesting is happening to you. So it’s you…… This truly is interesting.” |
||
+ | Sanki ilginç bir şey bulmuş gibi gülüyor. |
||
− | She’s laughing as if she found something interesting. |
||
− | ...... |
+ | ............Acaba komik olan ne............... |
+ | "Ölüyorsan, seni düzeltmek lazım. Yani yaşamını demek istiyorum. Bundan sonra benim için yaşayacaksın." |
||
− | “If you are dying, then I’ll pick it up. Your life that is. From now, you will live for me.” |
||
+ | Bilincimi tamamen kaybetmeden önce parlayan kıpkızıl saçlar gördüm. |
||
− | Before I lost consciousness, I saw a brilliant crimson hair in front of me. |
||
<noinclude> |
<noinclude> |
Latest revision as of 13:07, 2 April 2016
O kişinin saçlarıyla aynı renk—.
Kan içindeki ellerime baktığımda aklıma gelen buydu.
Kırmızı—Bordo Kırmızısı saçlar, çilek-sarışınından çok daha muhteşem.
Evet, O kişinin uzun kızıl saçları şu en ellerimi süsleyen kanlarla aynı renkte.
Life.0[edit]
Hyoudou Issei— İsmim, Ailem ve okuldaki ahbaplarım bana kısaca “Ise” der.
Lise İki öğrencisiyim ve şu anda gençliğimi yaşıyorum.
Bir zamanlar tanımadığım bir öğrenci “Ise değilmi o?”, Yani ismim başkaları tarafından ne kadar bilinir farkında değilim.
Beklenmedik derecede popüler mi olduğumu düşünüyorsun?
Hayır, aslında hiç de öyle değil. Sonuçta feci halde sapık olduğum için bu kadar ünlüyüm, hatta Kendo Kızlar Kulubünün giyinme odasına gizlice gözetmekle suçlandım.
Asla kızların giyinme odasını dikizlemek gibi utanmaz bir şey yapmam……
Tamam özür dilerim. Olay yerindeydim. Kendo Kulubünün yanındaki depolama odasındaydım. Depolama odasının duvarındaki bir delikten içeriyi dikizlemeye çalışıyordum.
Maalesef bir türlü içeriyi göremedim. Çünkü Matsuda ve Motohama bir türlü delikten çekilmiyorlardı. Lanet herifler……
O iki aptal “Ohhh! Murayama'nın cidden kocaman göğüsleri var!” veya “Ahhh, Katase'nin ne kadarda güzel bacakları var”. dediklerinde çıldırmamak için kendimi zor tutuyordum!!
Tabii ki de bakmak için yanıp tutuşuyordum! Ancak depoya doğru gelenler vardı, o yüzden oradan sıvıştım.
Ne yazık ki, benim gibi her gün arsız şeyler yapan bir herife inanılmaz bir şey oldu.
"Benimle çıkar mısın?"
Bir kızdan çıkma teklifi!
Genç olmanın nasıl bir şey olduğunu o an hissettim.
Benim gibi sap birisi için bu bir rüya gibiydi.
Kız arkadaşımın ismi Amano Yuuma-chan. İpek gibi siyah saçları ve ince fiziğiyle beni benden aldı.
O kadar tatlıydı ki ilk görüşte aşık oldum.
Direk bir fıstık size gelse ve "Hyoudou-kun, seni seviyorum! Benimle çıkar mısın?" dese, sizde kabul etmez misiniz?
Bunun gibi bir şey yaşı sevgilisinin olmadığı yıllara eşit olan birisi için olağanüstü bir şey.
Hani birisi dese ki bana "Hangi oyundan çıktı bu şimdi?" diye, şaşırmazdım,ama gerçekten oldu!
Bir mucize gerçekleşti! Birisi bana çıkma teklifi etti! Hem de güzel bir kız!
Açıkçası bunun bir şaka olduğunu düşünmüştüm. Hatta birkaç kez düşündüm, hani bi oyunda kaybetti de, ceza olarak bana çıkma teklif ettirdiler diye.
Yapılacak bir şey yok. Bu zamana kadar kızlarla ilişkisi asla iyi olamayacak birisi olarak yaratıldığımı düşünüyordum.
Ama o günden beri artık sevgilisi olan bir erkek haline geldim. Dünyam değişmişti. Bunu nasıl açıklarım bilmiyorum ama kalbim huzur bulmuştu. Yanından geçtiğim her adama "Kapak olsun hepinize!" * demek istiyordum.
Matsuda ve Motohama için üzülüyordum, çünkü bir kız arkadaşları yoktu. Hani bu kadar gaza gelmiştim.
Çıkmaya başlamamızdan itibaren ilk buluşmamızda-
Baya önceden hazırladığım planı uygulamaya koyacaktım.
Nihaha, dişlerimi dün gece bir sürü kere fırçaladım, kaçırdığım bir nokta bile yoktu.
Yeni don bile aldım. Ne olacağını bilemeyiz dimi?
Buluşma yerine süper bakire bir adam tutumuyla vardım.
Yuuma-chan gelmeden üç saat önce oradaydım. Önümden geçen tam 100 tane gözlüklü kız saydım!
Sayarken broşür dağıtan garip bir insandan değişik bir broşür aldım.
Üzerinde garip bir sihirli çemberle altında "İsteğiniz gerçekleşecek!" yazan gizemli bir broşürdü bu.
......Atmak istedim,ama cebime koydum çünkü onu şimdi atamam.
Yuuma-chan geldiğinde ona şunları söyledim. "Merak etme,ben de biraz önce geldim zaten."
İşte bu! Sonunda söyleyebildim. Her zaman bunu demek istemişimdir.
Daha sonra el ele tutuşarak yürüdük. Duygulanmıştım la. Güzel sevgilimle buluşurken el ele tutuşmak!
O kadar duygulandım ki ağlayacaktım neredeyse.
Sakin olmalıyım; acele edilip,panik yapılacak zaman değil.
Sonrasında gittik, kıyafet denedik, odalarımıza eşyalar baktık.
Öğleyin yemek yemek için her lise öğrencisinin yapacağı gibi orta halli bi restorana gittik ve Yuuma-chan çikolatalı parfesini iştahla yedi. Sadece ona bakarak ben doydum be!
Evet,sanırım diğer sevgililerin buluşmaya geldiklerinde neler hissettiklerini anlıyorum. Sanki yeniden canlanmışım gibi hissediyorum.
Anne, beni doğurduğun için sana teşekkürler. Baba, soyumuzu devam ettiremeyeceğim için endişeleniyordum,ama artık senin bu konuda daha fazla endişelenmene gerek yok gibi geliyor.
Tüm bunları düşünürken akşamüstü olmuştu bile.
Doruk noktası!
Öpücük!? Ayrılmadan önce bi öpücük!? Sadece bunu düşünmekten başım dönmeye başladı!
Ah, belki daha da ilerisine gideriz!
İşte bunun gibi şeyleri anca benim gibi azgın liseliler düşünür.
Şehrin merkezinden uzak bir parka geldik. Etrafta kimsecikler yok, in cin top oynuyor. Bu yüzden de benim kafamda erotik düşünceler beliriyor.
Keşke o azgın şeyleri yapmayı öğreten kitaplardan okusaydım!
Yuuma-chan fıskiyenin önüne gelince çoktan elimi bırakmıştı. Fıskiyenin önünde durdu ve bana dedi:
"Bugün kesinlikle çok eğlenceliydi!
Yuuma-chan fıskiyeyi arkasına aldı, gülümsüyordu.
Ahhhh,ah! Taş gibiydi bu kız. Arkasındaki güneşin batışı da ona güzellik katıyordu.
"Hey, Ise-kun."
"Efendim, Yuuma-chan?"
"İlk buluşmamızı kutlamak için bir şey yapmak istiyorum. Beni dinler misin?"
Hah, işte o an geldi!
Ahanda geldi o an! Mutlaka şimdi olmalı!
Nefesim kokuyor mu? Kokmuyor! Kafam buna hazır mı!Hmm, kalbim çok hızlı atıyor!
"B-benden n-ne istiyorsun?"
Aaahhh. Sesim çok kötü çıktı. Kesin anlayacak saçma bir şeyler düşündüğümü!
Bu kadar geldikten sonra en saçma hatayı yaptım!
Ancak Yuuma-chan bana sadece gülümsedi.
Ve sonrasında açıkça söyledi.
"Benim için ölür müsün?"
.................
........Haaa?! Neydi o ya?
".......Efendim? Eee,..... şey, ö-özür dilerim, bir daha söyler misin? Sanırım kulaklarımda bi sorun var,düzgün duyamıyorum."
Mutlaka yanlış duymuş olmalıyım. Mutlaka. Bir daha sordum bu yüzden.
Ama.......
"Benim için ölür müsün?"
Bana gayet açıkça söyledi. Kahkaha atarken hem de.
Söyledikleri bi anlam ifade etmiyordu. Tam da gülerek "Yuuma-chan, çok komiksin" diyecekken....
FLAP
Sırtında simsiyah kanatlar belirdi.
Daha sonra bu kanatları çırpmaya başladı. Siyah tüyler havada uçuşup ayağımın dibine düştü.
Bu neydi lan?
Ha? Yuuma-chan bir melek gibi tatlı bi kız,ama....
Melek mi? Hayır, bu gerçek olamaz.
Bu bi oyun mu?
Benim güzel kızarkadaşım arkasında güneş batarken kanatlarını çırpıyordu. Kurgu bi hikayeden çıkma bir sahne gibiydi.
Ama buna inanamıyorum.
Tatlı bi ışıltı yayan gözleri soğuk, korkutucu gözlere dönüştü.
"Seninle geçirdiğim zaman eğlenceliydi,tıpkı bir çocukla evcilik oynar gibiydi."
Yuuma-chan'ın sesi çok soğuk geliyordu. Sesinin tonu bile bir yetişkin gibiydi.Dudaklarında soğuk bir gülümseme belirdi.
CIZZ
Oyun kolunun titreşme sesinden daha şiddetli bi ses havayı kapladı.[Batu:burayı kontrol edin]
Bir cızlama sesi çıkaran o şey Yuuma-chan'ın elinde ortaya çıktı
Bir mızrağa benziyordu.
Parlıyor mu? Sanki bir ışık huzmesi gibi gözüküyordu... Açıkçası,evet, bu bir mızrak.
FİUVV
Rüzgarın sesi. Ve bunu takip eden iğrenç bir ses.
TAK!
Bir şeyin mideme isabet ettiğini düşündüğüm anda, Yuuma-chan'n elindeki mızrak karnımı deldi.
Bana onu fırlatmıştı....
O bu değilde, neden? Mızrağı içimden çıkarmayı denedim, ama mızrak bi anda kayboldu.
Kalan tek şey karnımda kocaman bir delikti. Ve oradan fışkıran kan. Kan. Kan.
Başım döndü ve gözlerim buğulandı. Bacaklarımdaki kasların gevşediğini fark edene kadar kendimi yerde buldum. Ben yerdeyken ayak sesleri bana yaklaştı.
Kısık bir sesi çok hafif de olsa duyuyordum. Yuuma-chan'ın sesiydi.
"Özür dilerim. Bize bir tehdit olarak duruyordun, o yüzden seni erkenden ortadan kaldırmamız gerekti. Bunun için birisine nefret besleyeceksen bize değil, sana bu Kutsal Aracı koyan Tanrı'ya kin besle.
.......Kutsal, neyi....?
Yerdeydim ve ona bir soru bile soramıyordum. Ayak sesleri gittikçe benden uzaklaştı.
Aynı zamanda bilincimi kaybetmeye başladım. Karnımdaki delik. Ölümcül olmalı. Acı hissetmiyorum.
Ama berbat bir durumda olduğumu anladım, çünkü bilincimi kaybetmeye çok az kaldığının farkındaydım.
Eğer bilinç kaybı şimdiki gibi uykuya dalma şeklindeyse güzel bi şey olmalı. Ama bu olursa, neredeyse kesin olarak öleceğim.
Ciddi misiniz......? Bu yaşta mı öleceğim ben?
Hayatımın yarısını bile yaşamadım daha lan!
Bu garip parkta sevgilim beni yaraladığı için ölürsem nasıl güleceğim ben!
Has... Bu gibi düşünceler devam ederken bilincim gidiyordu benden...
İçimdeki bir çok şey kayboluyor gibi hissediyordum.....
Aslında, yarın okulda neler olacak acaba?
Matsuda ile Motohama şok olacaklar mı? Benim için ağlarlar mı? Hiç sanmam......
Annem, babam.... Onları şu ana kadar memnun edecek tek şey yapamadım.
Aslında..... ölümüne sakladığım porno dergilerini ben öldükten sonra görürlerse o kadar komik olmayacak...........
........ Lan ölüm döşeğinde ben niye bunları düşünüyorum.....?
Ellerim....hala hareket edebiliyorlar....
Karnıma dokundum ve elimi gözümün önüne getirdim.
Kırmızı..... Kızıl. Bu benim kanım. Elim kanla sırılsıklam. Bunların hepsi benim kanım.
Sonra o aklıma geldi.
Hayal ettiğim o kız.
Kızıl saçlı güzel kız. Onu her gördüğümde gözüm saçlarına takılıyordu.
......... Öleceksem onun kollarında öleyim......
Bu düşüncelerle sanki Yuuma-chan'ı aldatıyormuş gibi hissediyorum. Bi saniye, beni öldüren zaten Yuuma-chan'dı.......
.......Nası olsa öleceksem Yuuma-chan'ın oppai'sini avuçladıktan sonra ölmek istiyorum......
Ahaha, azgınlığım bu durumda bile kendini gösteriyor.....
Ahh, gözlerim daha çok buğulandı.....
Bu benim sonum mu?
Cidden çok sıkıcı bir hayattı......
...... Eğer yeniden dünyaya geleceksem, bunu istiyorum...
"Demek beni çağıran sendin."
Bir anda birisi önümde beliriyor ve benimle konuşuyor.
Kim olduğunu gözlerim buğulandığından çıkaramadım
"Hmm, ölüyorsun galiba. Yaran..... Ooo, sanırım sana baya ilginç bir şeyler oluyor. Sanırım o sensin.... Olaylar baya ilginçleşti"
Sanki ilginç bir şey bulmuş gibi gülüyor.
............Acaba komik olan ne...............
"Ölüyorsan, seni düzeltmek lazım. Yani yaşamını demek istiyorum. Bundan sonra benim için yaşayacaksın."
Bilincimi tamamen kaybetmeden önce parlayan kıpkızıl saçlar gördüm.
Geri Dön Görseller | Ana Sayfa'ya dön | Bir dahaki sayfa Life 1 |