High School DxD:Cilt 1 Life 0

From Baka-Tsuki
Jump to navigation Jump to search

O kişinin saçlarıyla aynı renk—.

Kan içindeki ellerime baktığımda aklıma gelen buydu.

Kırmızı—Bordo Kırmızısı saçlar, çilek-sarışınından çok daha muhteşem.

Evet, O kişinin uzun kızıl saçları şu en ellerimi süsleyen kanlarla aynı renkte.


Life.0[edit]

Hyoudou Issei— İsmim, Ailem ve okuldaki ahbaplarım bana kısaca “Ise” der.

Lise İki öğrencisiyim ve şu anda gençliğimi yaşıyorum.

Bir zamanlar tanımadığım bir öğrenci “Ise değilmi o?”, Yani ismim başkaları tarafından ne kadar bilinir farkında değilim.

Beklenmedik derecede popüler mi olduğumu düşünüyorsun?

Hayır, aslında hiç de öyle değil. Sonuçta feci halde sapık olduğum için bu kadar ünlüyüm, hatta Kendo Kızlar Kulubünün giyinme odasına gizlice gözetmekle suçlandım.

Asla kızların giyinme odasını dikizlemek gibi utanmaz bir şey yapmam……

Tamam özür dilerim. Olay yerindeydim. Kendo Kulubünün yanındaki depolama odasındaydım. Depolama odasının duvarındaki bir delikten içeriyi dikizlemeye çalışıyordum.

Maalesef bir türlü içeriyi göremedim. Çünkü Matsuda ve Motohama bir türlü delikten çekilmiyorlardı. Lanet herifler……

O iki aptal “Ohhh! Murayama'nın cidden kocaman göğüsleri var!” veya “Ahhh, Katase'nin ne kadarda güzel bacakları var”. dediklerinde çıldırmamak için kendimi zor tutuyordum!!

Tabii ki de bakmak için yanıp tutuşuyordum! Ancak depoya doğru gelenler vardı, o yüzden oradan sıvıştım.

Ne yazık ki, benim gibi her gün arsız şeyler yapan bir herife inanılmaz bir şey oldu.

"Benimle çıkar mısın?"

Bir kızdan çıkma teklifi!

Genç olmanın nasıl bir şey olduğunu o an hissettim.

Benim gibi sap birisi için bu bir rüya gibiydi.

Kız arkadaşımın ismi Amano Yuuma-chan. İpek gibi siyah saçları ve ince fiziğiyle beni benden aldı.

O kadar tatlıydı ki ilk görüşte aşık oldum.

Direk bir fıstık size gelse ve "Hyoudou-kun, seni seviyorum! Benimle çıkar mısın?" dese, sizde kabul etmez misiniz?

Bunun gibi bir şey yaşı sevgilisinin olmadığı yıllara eşit olan birisi için olağanüstü bir şey.

Hani birisi dese ki bana "Hangi oyundan çıktı bu şimdi?" diye, şaşırmazdım,ama gerçekten oldu!

Bir mucize gerçekleşti! Birisi bana çıkma teklifi etti! Hem de güzel bir kız!

Açıkçası bunun bir şaka olduğunu düşünmüştüm. Hatta birkaç kez düşündüm, hani bi oyunda kaybetti de, ceza olarak bana çıkma teklif ettirdiler diye.

Yapılacak bir şey yok. Bu zamana kadar kızlarla ilişkisi asla iyi olamayacak birisi olarak yaratıldığımı düşünüyordum.

Ama o günden beri artık sevgilisi olan bir erkek haline geldim. Dünyam değişmişti. Bunu nasıl açıklarım bilmiyorum ama kalbim huzur bulmuştu. Yanından geçtiğim her adama "Kapak olsun hepinize!" * demek istiyordum.

Matsuda ve Motohama için üzülüyordum, çünkü bir kız arkadaşları yoktu. Hani bu kadar gaza gelmiştim.

Çıkmaya başlamamızdan itibaren ilk buluşmamızda-

Baya önceden hazırladığım planı uygulamaya koyacaktım.

Nihaha, dişlerimi dün gece bir sürü kere fırçaladım, kaçırdığım bir nokta bile yoktu.

Yeni don bile aldım. Ne olacağını bilemeyiz dimi?

Buluşma yerine süper bakire bir adam tutumuyla vardım.

Yuuma-chan gelmeden üç saat önce oradaydım. Önümden geçen tam 100 tane gözlüklü kız saydım!

Sayarken broşür dağıtan garip bir insandan değişik bir broşür aldım.

Üzerinde garip bir sihirli çemberle altında "İsteğiniz gerçekleşecek!" yazan gizemli bir broşürdü bu.

......Atmak istedim,ama cebime koydum çünkü onu şimdi atamam.

Yuuma-chan geldiğinde ona şunları söyledim. "Merak etme,ben de biraz önce geldim zaten."

İşte bu! Sonunda söyleyebildim. Her zaman bunu demek istemişimdir.

Daha sonra el ele tutuşarak yürüdük. Duygulanmıştım la. Güzel sevgilimle buluşurken el ele tutuşmak!

O kadar duygulandım ki ağlayacaktım neredeyse.

Sakin olmalıyım; acele edilip,panik yapılacak zaman değil.

Sonrasında gittik, kıyafet denedik, odalarımıza eşyalar baktık.

Öğleyin yemek yemek için her lise öğrencisinin yapacağı gibi orta halli bi restorana gittik ve Yuuma-chan çikolatalı parfesini iştahla yedi. Sadece ona bakarak ben doydum be!

Evet,sanırım diğer sevgililerin buluşmaya geldiklerinde neler hissettiklerini anlıyorum. Sanki yeniden canlanmışım gibi hissediyorum.

Anne, beni doğurduğun için sana teşekkürler. Baba, soyumuzu devam ettiremeyeceğim için endişeleniyordum,ama artık senin bu konuda daha fazla endişelenmene gerek yok gibi geliyor.

Tüm bunları düşünürken akşamüstü olmuştu bile.

Doruk noktası!

Öpücük!? Ayrılmadan önce bi öpücük!? Sadece bunu düşünmekten başım dönmeye başladı!

Ah, belki daha da ilerisine gideriz!

İşte bunun gibi şeyleri anca benim gibi azgın liseliler düşünür.

Şehrin merkezinden uzak bir parka geldik. Etrafta kimsecikler yok, in cin top oynuyor. Bu yüzden de benim kafamda erotik düşünceler beliriyor.

Keşke o azgın şeyleri yapmayı öğreten kitaplardan okusaydım!

Yuuma-chan fıskiyenin önüne gelince çoktan elimi bırakmıştı. Fıskiyenin önünde durdu ve bana dedi:

"Bugün kesinlikle çok eğlenceliydi!

Yuuma-chan fıskiyeyi arkasına aldı, gülümsüyordu.

Ahhhh,ah! Taş gibiydi bu kız. Arkasındaki güneşin batışı da ona güzellik katıyordu.

"Hey, Ise-kun."

"Efendim, Yuuma-chan?"

"İlk buluşmamızı kutlamak için bir şey yapmak istiyorum. Beni dinler misin?"

Hah, işte o an geldi!

Ahanda geldi o an! Mutlaka şimdi olmalı!

Nefesim kokuyor mu? Kokmuyor! Kafam buna hazır mı!Hmm, kalbim çok hızlı atıyor!

"B-benden n-ne istiyorsun?"

Aaahhh. Sesim çok kötü çıktı. Kesin anlayacak saçma bir şeyler düşündüğümü!

Bu kadar geldikten sonra en saçma hatayı yaptım!

Ancak Yuuma-chan bana sadece gülümsedi.

Ve sonrasında açıkça söyledi.

"Benim için ölür müsün?"

.................

........Haaa?! Neydi o ya?

".......Efendim? Eee,..... şey, ö-özür dilerim, bir daha söyler misin? Sanırım kulaklarımda bi sorun var,düzgün duyamıyorum."

Mutlaka yanlış duymuş olmalıyım. Mutlaka. Bir daha sordum bu yüzden.

Ama.......

"Benim için ölür müsün?"

Bana gayet açıkça söyledi. Kahkaha atarken hem de.

Söyledikleri bi anlam ifade etmiyordu. Tam da gülerek "Yuuma-chan, çok komiksin" diyecekken....

FLAP

Sırtında simsiyah kanatlar belirdi.

Daha sonra bu kanatları çırpmaya başladı. Siyah tüyler havada uçuşup ayağımın dibine düştü.

Bu neydi lan?

Ha? Yuuma-chan bir melek gibi tatlı bi kız,ama....

Melek mi? Hayır, bu gerçek olamaz.

Bu bi oyun mu?

Benim güzel kızarkadaşım arkasında güneş batarken kanatlarını çırpıyordu. Kurgu bi hikayeden çıkma bir sahne gibiydi.

HSDxD vol 01 021.jpg

Ama buna inanamıyorum.

Tatlı bi ışıltı yayan gözleri soğuk, korkutucu gözlere dönüştü.

"Seninle geçirdiğim zaman eğlenceliydi,tıpkı bir çocukla evcilik oynar gibiydi."

Yuuma-chan'ın sesi çok soğuk geliyordu. Sesinin tonu bile bir yetişkin gibiydi.Dudaklarında soğuk bir gülümseme belirdi.

CIZZ

Oyun kolunun titreşme sesinden daha şiddetli bi ses havayı kapladı.[Batu:burayı kontrol edin]

Bir cızlama sesi çıkaran o şey Yuuma-chan'ın elinde ortaya çıktı

Bir mızrağa benziyordu.

Parlıyor mu? Sanki bir ışık huzmesi gibi gözüküyordu... Açıkçası,evet, bu bir mızrak.

FİUVV

Rüzgarın sesi. Ve bunu takip eden iğrenç bir ses.

TAK!

Bir şeyin mideme isabet ettiğini düşündüğüm anda, Yuuma-chan'n elindeki mızrak karnımı deldi.

Bana onu fırlatmıştı....

O bu değilde, neden? Mızrağı içimden çıkarmayı denedim, ama mızrak bi anda kayboldu.

Kalan tek şey karnımda kocaman bir delikti. Ve oradan fışkıran kan. Kan. Kan.

Başım döndü ve gözlerim buğulandı. Bacaklarımdaki kasların gevşediğini fark edene kadar kendimi yerde buldum. Ben yerdeyken ayak sesleri bana yaklaştı.

Kısık bir sesi çok hafif de olsa duyuyordum. Yuuma-chan'ın sesiydi.

"Özür dilerim. Bize bir tehdit olarak duruyordun, o yüzden seni erkenden ortadan kaldırmamız gerekti. Bunun için birisine nefret besleyeceksen bize değil, sana bu Kutsal Aracı koyan Tanrı'ya kin besle.

.......Kutsal, neyi....?

Yerdeydim ve ona bir soru bile soramıyordum. Ayak sesleri gittikçe benden uzaklaştı.

Aynı zamanda bilincimi kaybetmeye başladım. Karnımdaki delik. Ölümcül olmalı. Acı hissetmiyorum.

Ama berbat bir durumda olduğumu anladım, çünkü bilincimi kaybetmeye çok az kaldığının farkındaydım.

Eğer bilinç kaybı şimdiki gibi uykuya dalma şeklindeyse güzel bi şey olmalı. Ama bu olursa, neredeyse kesin olarak öleceğim.

Ciddi misiniz......? Bu yaşta mı öleceğim ben?

Hayatımın yarısını bile yaşamadım daha lan!

Bu garip parkta sevgilim beni yaraladığı için ölürsem nasıl güleceğim ben!

Has... Bu gibi düşünceler devam ederken bilincim gidiyordu benden...

İçimdeki bir çok şey kayboluyor gibi hissediyordum.....

Aslında, yarın okulda neler olacak acaba?

Matsuda ile Motohama şok olacaklar mı? Benim için ağlarlar mı? Hiç sanmam......

Annem, babam.... Onları şu ana kadar memnun edecek tek şey yapamadım.

Aslında..... ölümüne sakladığım porno dergilerini ben öldükten sonra görürlerse o kadar komik olmayacak...........

........ Lan ölüm döşeğinde ben niye bunları düşünüyorum.....?

Ellerim....hala hareket edebiliyorlar....

Karnıma dokundum ve elimi gözümün önüne getirdim.

Kırmızı..... Kızıl. Bu benim kanım. Elim kanla sırılsıklam. Bunların hepsi benim kanım.

Sonra o aklıma geldi.

Hayal ettiğim o kız.

Kızıl saçlı güzel kız. Onu her gördüğümde gözüm saçlarına takılıyordu.

......... Öleceksem onun kollarında öleyim......

Bu düşüncelerle sanki Yuuma-chan'ı aldatıyormuş gibi hissediyorum. Bi saniye, beni öldüren zaten Yuuma-chan'dı.......

.......Nası olsa öleceksem Yuuma-chan'ın oppai'sini avuçladıktan sonra ölmek istiyorum......

Ahaha, azgınlığım bu durumda bile kendini gösteriyor.....

Ahh, gözlerim daha çok buğulandı.....

Bu benim sonum mu?

Cidden çok sıkıcı bir hayattı......

...... Eğer yeniden dünyaya geleceksem, bunu istiyorum...

"Demek beni çağıran sendin."

Bir anda birisi önümde beliriyor ve benimle konuşuyor.

Kim olduğunu gözlerim buğulandığından çıkaramadım

"Hmm, ölüyorsun galiba. Yaran..... Ooo, sanırım sana baya ilginç bir şeyler oluyor. Sanırım o sensin.... Olaylar baya ilginçleşti"

Sanki ilginç bir şey bulmuş gibi gülüyor.

............Acaba komik olan ne...............

"Ölüyorsan, seni düzeltmek lazım. Yani yaşamını demek istiyorum. Bundan sonra benim için yaşayacaksın."

Bilincimi tamamen kaybetmeden önce parlayan kıpkızıl saçlar gördüm.


Geri Dön Görseller Ana Sayfa'ya dön Bir dahaki sayfa Life 1