Editing Utsuro no Hako - Türkçe:1. Cilt 27755. Defa (3)

Jump to navigation Jump to search

Warning: You are not logged in. Your IP address will be publicly visible if you make any edits. If you log in or create an account, your edits will be attributed to your username, along with other benefits.

The edit can be undone. Please check the comparison below to verify that this is what you want to do, and then save the changes below to finish undoing the edit.

Latest revision Your text
Line 1: Line 1:
  +
Maria sözünü edince, ben de Mogi'nin makyaj sürmediğini fark ettim. Erkek olarak, makyaj konusunda habersiz olduğum olağan bir durumdu — o yüzden Maria’nın bulunan değişikliği fark etmesi çok daha kolaydı.
Maria söyleyince, Mogi'nin hiç makyaj yapmadığını ben de fark ettim. Bir erkek olarak, söz konusu makyaj olunca bariz cahil olduğumdan — Maria'nin değişikliği farketmesi daha kolaydı haliyle. <!--(not: bazen aynı cümlede sadece kelimelerin yerlerini değiştiriyorum, neden diye merak ediyorsan Türkçe'nin 'vurgu' mevzusu sebebiyle, vurgu önemli! yon-chwan come back!!!)-->
 
   
Ama Mogi hala bir makyaj çantasına sahip.
+
Ama Mogi hala bir makyaj çantasına sahipti.
   
Bunun nedeni neydi ki?
+
Bunun nedeni neydi?
   
 
Maria’nın mantığı şuydu:
 
Maria’nın mantığı şuydu:
Line 9: Line 9:
 
—Kullanmaktan sıkılmıştı.
 
—Kullanmaktan sıkılmıştı.
   
Yitik anılarıma güvenemiyorum, ama sanıyorum ki Mogi görünüşüne her zaman çok önem veriyordu. Fakat, Reddeden Sınıf içerisinde makyajla uğraşmanın artık bir anlamı olmayacağı için vazgeçmişti. 1 Mart’tan beri çantasını hiç dokunmadan bırakmış—Reddeden Sınıf başlamadan önce.
+
Zayıflamış anılarıma güvenemiyordum, ama Mogi muhtemelen ilk başta görünüşüne çok önem veriyordu. Fakat, Reddeden Sınıf içerisinde yapmanın anlamı olmadığı için uğraşmaktan vazgeçmişti. 1 Mart’tan beri çantasında hiç dokunmadan bırakmıştı—Reddeden Sınıf başlamadan önce.
   
Mogi çantasından makyaj malzemelerini çıkarıp kullanmaktan yorulur hale gelmiş.
+
Mogi okul çantasından makyaj çantasını çıkartıp kullanmaktan yorulmuştu.
   
 
Bu sadece 20,000’den fazla tekrarı hatırlayan birine olabilirdi.
 
Bu sadece 20,000’den fazla tekrarı hatırlayan birine olabilirdi.
   
Ve tek bu kişi—sahip olabilirdi.
+
Ve bu kişi—sahipti.
   
Yani, sevdiğim kız, beni seven kız, Kasumi Mogi, sahip — olmalı.
+
Böylece, benim sevdiğim, ve beni seven Kasumi Mogi—sahip olmalıydı.
   
 
''“Sana söylemem gereken bir şey var, Kazu.”''
 
''“Sana söylemem gereken bir şey var, Kazu.”''
Line 25: Line 25:
 
“Kasumi seni seviyor!”
 
“Kasumi seni seviyor!”
   
Kokone, Mogi'nin bana olan aşkından haberdardı. Eminim Kokone bunun hakkında Mogi ile konuşmuştur, ne de olsa onlar <u>düne kadar</u> çok yakın arkadaştı.
+
Kokone Mogi'nin bana olan sevgisinden haberdardı. Eminim Kokone bunun hakkında Mogi ile konuşmuştu, ne de olsa onlar <u>düne kadar</u> çok yakın arkadaştı.
   
 
Maria ve ben Mogi'yi tuzağa düşürmek istedik.
 
Maria ve ben Mogi'yi tuzağa düşürmek istedik.
   
Ama bunu yapacak olan bizzat biz olsaydık, doğal olarak çakardı. Mümkünse, Mogi'ye kendini hazırlama fırsatı vermek istemiyorduk, ne de olsa Maria’yı defalarca yenmişti.
+
Ama bunu yapanlar biz olsaydık, doğal olarak dikkatli olurdu. Mümkünse, Mogi'ye kendini hazırlama fırsatı vermek istemedik, ne de olsa Maria’yı defalarca yenmişti.
   
  +
Onun yerine, Kokone’yi vekil<!--Hiçbir fikrim yok - bu doğru kullanım mı? Yem filan diye düşündüm ama bilemedim. Bana bu konuda geri dön ilk fırsatta.--> olarak kullanmaya karar verdik. Mogi
Onun yerine, Kokone’yi aracı olarak kullanmaya karar verdik. Planladığım gibi Mogi'yi ona itiraf edeceğime inandırabilseydi, Mogi'nin tuzağımızın içine düşecebileceği sonucuna varmıştık.
 
  +
'ye ona itiraf edeceğimi kanısına inandırabilseydi , Mogi'nin tuzağımızın içine düşeceği sonuca varmıştık.
   
Planımız — Kokone'nin ölümüyle sonlandı.
+
Planımız sonucunda ise — Kokone ölmüştü.
   
 
Mogi'nin sözlerini hatırladım.
 
Mogi'nin sözlerini hatırladım.
Line 45: Line 46:
 
Neden onu söylemişti?
 
Neden onu söylemişti?
   
Mogi giysilerini ve vücudunu kaplayan kanın farkında değil sanki. İfadesiz.
+
Mogi sanki giysilerini ve vücudunu kaplayan kanın farkında değildi. İfadesizdi.
   
 
—her zamanki gibi.
 
—her zamanki gibi.
   
 
Hep bu kadar ifadesiz miydi? Hayır, bölük pörçük anılarımdan onun parlak bir gülüşü olan bir an
 
Hep bu kadar ifadesiz miydi? Hayır, bölük pörçük anılarımdan onun parlak bir gülüşü olan bir an
hatırlayabiliyorum. Ama gülümseyen Mogi bana o kadar da gerçekçi gelmiyor. Zihnimdeki Mogi ifadesiz ve suskun
+
hatırlayabiliyordum. Ama gülümseyen Mogi bana hiç gerçekmiş gibi gelmedi. Zihnimdeki Mogi ifadesiz ve suskun
bir kız.
+
bir kızdı.
   
Ama ya o görünürdeki sahte, capcanlı gülümseyen Mogi ise, orijinal olanıysa?
+
Ama ya o gözükürde sahte, parlak parlak gülümseyen Mogi, orijinal olanı ise?
   
Kasumi Mogi denen kıza neler oldu böyle?
+
Kasumi Mogi denilen kıza ne olmuştu?
   
 
“Yenildi,” diye söylendi Maria, sanki dile getirmediğim soruya cevap veriyordu. “Bu sonsuz tekrar içerisinde
 
“Yenildi,” diye söylendi Maria, sanki dile getirmediğim soruya cevap veriyordu. “Bu sonsuz tekrar içerisinde
Line 82: Line 83:
 
“Çaresi… yok…”
 
“Çaresi… yok…”
   
“Çaresi mi yok?! Söyle bana, neden çaresi yok?!” Mogi deli gibi bağırmaya başlamıştı. Bütün bunlar olurken, <!--All the while - boyunca anlamı var ama onu nasıl kullanmalı acaba?-->suratı neredeyse ifadesizdi.
+
“Çaresi mi yok?! Söyle bana, neden çaresi yok?!” Mogi deli gibi bağırmaya başlamıştı. Her şeye rağmen, <!-
  +
-All the while - boyunca anlamı var ama onu nasıl kullanmalı acaba?-->suratı neredeyse ifadesiz kaldı.
   
 
Muhtemelen, bu binlerce tekrar üzerinde ifadesini nasıl değiştirebileceğini unutmuştu, çünkü değiştirmesi için hiçbir sebep yoktu. Artık doğru düzgün ne gülebiliyordu, ne ağlayabiliyordu, ne de kızabiliyordu.
 
Muhtemelen, bu binlerce tekrar üzerinde ifadesini nasıl değiştirebileceğini unutmuştu, çünkü değiştirmesi için hiçbir sebep yoktu. Artık doğru düzgün ne gülebiliyordu, ne ağlayabiliyordu, ne de kızabiliyordu.
Line 102: Line 104:
 
Şimdi düşününce, 27,754. tekrarda, Maria’yı hatırladığımda Mogi korkmuşa benziyordu.
 
Şimdi düşününce, 27,754. tekrarda, Maria’yı hatırladığımda Mogi korkmuşa benziyordu.
   
O zamanda, Mogi benim garip davranışlarımdan dehşete kapıldığına emindim. Ama artık onun sahip olduğunu
+
O zamanda, Mogi benim garip davranışlarımdan dehşete kapıldığından emindim. Ama artık onun sahip olduğunu
 
bildiğimden, bakış açım değişmişti: esasında, Maria’yı hatırlayıp onu hatırlamadığım için içine attığı
 
bildiğimden, bakış açım değişmişti: esasında, Maria’yı hatırlayıp onu hatırlamadığım için içine attığı
memnuniyetsizliği sonunda dışarı çıkmıştı. <!--Duygusal patlama. *Boom* Cümle garip geldi gözüme ama saat sabahın
+
memnuniyetsizliğini sonunda dışarı çıkmıştı. <!--Duygusal patlama. *Boom* Cümle garip geldi gözüme ama saat sabahın
 
3’ü. Aklıma bir şeyler gelirse değiştiririm… Umarım.-->
 
3’ü. Aklıma bir şeyler gelirse değiştiririm… Umarım.-->
   
Line 111: Line 113:
 
Onun tarafından böyle hitap edilmeye de alışmamıştım.
 
Onun tarafından böyle hitap edilmeye de alışmamıştım.
   
Belki de bir defasında bana ‘Kazu’ diye hitap etmek için izin istemişti, aynen benim de ona ‘Kasumi’ diye
+
Belki bir defasında bana ‘Kazu’ diye hitap etmek için izin istemişti, aynen benim de ona ‘Kasumi’ diye
 
hitap etmemi istediği gibi.
 
hitap etmemi istediği gibi.
   
Line 120: Line 122:
 
“...Evet. Muhtemelen söyledim.”
 
“...Evet. Muhtemelen söyledim.”
   
“Ben de memnuniyetle kabul ettim! Ben de seni sevdiğimi söyledim!”
+
“Bende memnuniyetle kabul ettim! Ben de seni sevdiğimi söyledim!”
   
 
“........”
 
“........”
Line 135: Line 137:
 
konuşmayı sevdiğini öğrendim… ve ne oldu biliyor musun? Bir mucize oldu! Tavrın açık açık değişmişti. Benden
 
konuşmayı sevdiğini öğrendim… ve ne oldu biliyor musun? Bir mucize oldu! Tavrın açık açık değişmişti. Benden
 
hoşlandığını fark ettim. Daha önceden beni reddetmene rağmen, itirafımı kabul etmeye başlamıştın. Hatta sen bana
 
hoşlandığını fark ettim. Daha önceden beni reddetmene rağmen, itirafımı kabul etmeye başlamıştın. Hatta sen bana
itiraf ettin. Bunu her yaptığında, beni umutlandırmıştın. Her defasında, mutlu bir ‘devam’ın beni beklediğini
+
itiraf ettin. Bunu her yaptığında, beni umutlandırmıştın. Her defasında, mutlu bir ‘devam’ beni beklediğini
   
düşünmüştüm. Bu tekrarların sonunda sona ereceğini düşünmüştüm. Ama ne oldu biliyor musun? ...Kazu—”
+
düşünmüştüm. Bu tekrarın sonunda sona ereceğini düşünmüştüm. Ama ne oldu biliyor musun? ...Kazu—”
   
 
Mogi bana ifadesiz bir şekilde baktı.
 
Mogi bana ifadesiz bir şekilde baktı.
Line 174: Line 176:
   
 
Ama öyleyse Reddeden Sınıfı neden sonlandırmıyordu? Aksi takdirde, tek taraflı aşkı karşılıksız kalırdı.
 
Ama öyleyse Reddeden Sınıfı neden sonlandırmıyordu? Aksi takdirde, tek taraflı aşkı karşılıksız kalırdı.
Kutusunu muhafaza etmenin başka sebepleri olsa bile, kesinlikle çok acı çekiyordu.
+
Kutusunu muhafaza etmenin başka sebepleri olsa bile, kesinlikle çok ızdırap çekiyordu.
   
“Kazu… anlıyor musun? Senin yüzünden acı çekiyorum. Hepsi, hepsi, ''hepsi'' senin suçun.”
+
“Kazu… anlıyor musun? Senin yüzünden ızdırap çekiyorum. Hepsi, hepsi, ''hepsi'' senin suçun.”
   
“O ağzından çıkan saçmalık da neyin nesi öyle?” Maria, somurtkan bir ifade ile onun lafını bölmüştü. “Ne kadar da sorumsuzsun. Sen sadece kendi Reddeden Sınıf’ının ızdırabına dayanamadığın için bütün suçu Kazuki’nin üstüne atıyorsun.”
+
“O ağzından çıkan saçmalık da neyin nesi öyle?” Maria, somurtgan bir ifade ile onun lafını bölmüştü. “Ne kadar da sorumsuzsun. Sen sadece kendi Reddeden Sınıf’ının ızdırabına dayanamadığın için bütün suçu Kazuki’nin üstüne atıyorsun.”
   
“...Hayır! Acı çekmem tamamı ile Kazu’nun kabahatı!”
+
“...Hayır! Izdırap çekmemin tamamı ile Kazu’nun kabahatı!”
   
“İstediğini düşün, ama bu durumun sorumlusu Kazuki değil. Seni hatırlayamıyor bile. Kazuki sadece kendi amacı uğruna anılarını koruyor, senin çürük kalbin için değil.”<!--Çürük garip geliyor kulağa. Daha uygun bir kelime vardır muhtemelen. Kelime darcığımı genişletsem ne güzel olur ya. bence kötü durmamış.-->
+
“İstediğini düşün, ama bu durumun sorumlusu Kazuki değil. Seni hatırlayamıyor bile. Kazuki sadece kendi amacı uğruna anılarını koruyor, senin çürük kalbin için değil.”<!--Çürük garip geliyor kulağa. Daha uygun bir kelime vardır muhtemelen. Kelime darcığımı genişletsem ne güzel olur ya.-->
   
  +
“Neden… neden öyle bir şey biliyorsun?”
“Nasıl… Nasıl öyle bir kanıya vardın?<!--"Nasıl öyle bir kanıya vardın" falan dese daha mı anlamlı dururdu acaba?”-->
 
   
 
“Neden mi diye soruyorsun?” Maria dimdik durup ona dudağını büktü. “Cevap basit,” dedi lakayt<!--Soğukkanlı daha mı uygun olurdu? Ama umursamaz bir tavır ima etmesi daha iyi olur.--> bir şekilde. “Çünkü bu dünyadaki herkesten çok ben Kazuki Hoşino’yu gözlemledim.”
 
“Neden mi diye soruyorsun?” Maria dimdik durup ona dudağını büktü. “Cevap basit,” dedi lakayt<!--Soğukkanlı daha mı uygun olurdu? Ama umursamaz bir tavır ima etmesi daha iyi olur.--> bir şekilde. “Çünkü bu dünyadaki herkesten çok ben Kazuki Hoşino’yu gözlemledim.”
Line 207: Line 209:
 
Mogi'nin ayakları Kokone’nin cesedinin yanında duruyordu.
 
Mogi'nin ayakları Kokone’nin cesedinin yanında duruyordu.
   
“Lütfen, itiraz etmekten çekinme. Kazuki’yi benim kadar izlediğini dayat bana—sözlerinin herhangi bir anlamı olduğuna
+
“Lütfen, itiraz etmekten çekinme. Kazuki’yi benim kadar izlediğini ısrar et—sözlerinin hiçbir anlamı olduğuna
 
gerçekten inanıyorsan.”
 
gerçekten inanıyorsan.”
   
Line 235: Line 237:
 
“O yüzden hiçbir önemi yok! Zaten kaybolacaksan Kazu'yu ne kadar izlediğinin önemi yok!!”
 
“O yüzden hiçbir önemi yok! Zaten kaybolacaksan Kazu'yu ne kadar izlediğinin önemi yok!!”
   
Mogi, Maria’ya mutfak bıçağıyla hücüm etti. Tepki olarak Maria’nın ismini haykırdım. Ama Maria Mogi'ye
+
Mogi Maria’ya mutfak bıçağıyla hücüm etti. Tepki olarak Maria’nın ismini haykırdım. Ama Maria Mogi'ye
 
sıkılmış gibi baktı, tamamen umursamazmış gibi. Maria sadece Mogi'nin kolunu tutarak onu hareketsiz hale getirmişti.
 
sıkılmış gibi baktı, tamamen umursamazmış gibi. Maria sadece Mogi'nin kolunu tutarak onu hareketsiz hale getirmişti.
   
Line 248: Line 250:
 
Silahsız, Mogi mutfak bıçağına hayretler içerisinde baktı.
 
Silahsız, Mogi mutfak bıçağına hayretler içerisinde baktı.
   
“...bir bebeğin kolunu bükmek kadar kolay mı…?” Mogi acı içinde fısıldadı, gözleri hala bıçağın
+
“...bir bebeğin kolunu bükmek kadar kolay mı…?” Mogi ızdırap içinde fısıldadı, gözleri hala bıçağın
 
üzerindeydi.
 
üzerindeydi.
   
Line 285: Line 287:
   
 
“O dövüş sanatların hepsinde ustalaştığını biliyorum Aya Otonaşi! Bana kendin söyledin! Sen neden… sen neden
 
“O dövüş sanatların hepsinde ustalaştığını biliyorum Aya Otonaşi! Bana kendin söyledin! Sen neden… sen neden
beni alt ettiğini düşünüyorsun ki? Bu saçmalık değil mi? Bunu fark etmediğimi mi düşündün? Ne kadar da utandırıcı!
+
beni altettiğini düşünüyorsun ki? Bu saçmalık değil mi? Bunu fark etmediğimi mi düşündün? Ne kadar da utandırıcı!
 
Utandırıcı, değil mi? Dinle… senin kadar geçmişe geri döndüm, biliyor musun? Seni çok iyi tanıyorum! Beni zararsız
 
Utandırıcı, değil mi? Dinle… senin kadar geçmişe geri döndüm, biliyor musun? Seni çok iyi tanıyorum! Beni zararsız
 
hale getirdin. Kolumu tutuyorsun. Ee sonra—?
 
hale getirdin. Kolumu tutuyorsun. Ee sonra—?
Line 307: Line 309:
 
Maria dişlerini sıktı.
 
Maria dişlerini sıktı.
   
“Sen benim düşmanım olmaya—<u>layık bile değilsin</u>.”
+
“Sen benim düşmanım olmaya—<u>laik bile değilsin</u>.”
   
 
Uzun zaman önce, Daiya bana ''kahramanın'', ''transfer öğrencisine'' göre daha az bilgiye sahip olduğunu ve bu yüzden dezavantajda olduğunu söylemişti.
 
Uzun zaman önce, Daiya bana ''kahramanın'', ''transfer öğrencisine'' göre daha az bilgiye sahip olduğunu ve bu yüzden dezavantajda olduğunu söylemişti.
Line 325: Line 327:
 
Tekrar mutfak bıçağına baktım.
 
Tekrar mutfak bıçağına baktım.
   
Şimdi üzerinde daha da fazla kan vardı. Koyu, yakut kırmızısı bir parıltı saçıyordu.
+
Şimdi üzerinde daha da fazla kan vardı. Derin, yakut kırmızı bir parıltı saçıyordu.
   
 
“Hey, Kazu? Beni seviyor musun? Eğer öyleyse—”
 
“Hey, Kazu? Beni seviyor musun? Eğer öyleyse—”
Line 343: Line 345:
 
“Mogi, sen çıldırdın mı?! Kazuki’yi sevmiyor musun?! Neden öyle bir şey yapmak istersin ki?!”
 
“Mogi, sen çıldırdın mı?! Kazuki’yi sevmiyor musun?! Neden öyle bir şey yapmak istersin ki?!”
   
“Haklısın. Onu seviyorum! Ama aynen bu sebepten onun ölmesini istiyorum. Acı çekmemin suçlusunun Kazu olduğunu söylememiş miydim? Bu yüzden, onu gözümün önünden uzaklaştırmak istiyorum. En mantıklı sonuç o değil mi?” dedi Mogi, düşünce dizisi tamamen sıradanmış gibi. “İlk başta, sence niye Kazu'nun geleceğini bildiğim halde, yeminizi yuttum? Doğrusu, benim de düzgün bir amacım var! Karar verdim—onu öldürme kararı,” gözünün kenarından bana bakarak bu sözleri söyledi. “Kazu’yu öldürerek onu ‘reddedebilirim’. Gözümün önünden uzaklaşmış olacak. Eğer olursa, artık acı çekmeyeceğime eminim. Burada sonsuza dek kalabilirim.”
+
“Haklısın. Onu seviyorum! Ama aynen bu sebepten onun ölmesini istiyorum. Izdırap çekmemin suçlusu Kazu olduğunu söylememiş miydim? Bu yüzden, onu gözümün önünden uzaklaştırmak istiyorum. En mantıklı sonuç o değil mi?” dedi Mogi, düşünce dizisi tamamen sıradanmış gibi. “İlk başta, sence niye Kazu'nun geleceğini bildiğim halde, yeminizi yuttum? Doğrusu, benim de düzgün bir amacım var! Karar verdim—onu öldürme kararı,” gözünün kenarından bana bakarak bu sözleri söyledi. “Kazu’yu öldürerek onu ‘reddedebilirim’. Gözümün önünden uzaklaşmış olacak. Eğer olursa, artık ızdırap çekmeyeceğime eminim. Burada sonsuza dek kalabilirim.”
   
 
“Mogi, o saçmalık da neyin nesi—agh! Ah—”
 
“Mogi, o saçmalık da neyin nesi—agh! Ah—”
Line 360: Line 362:
 
ağrı içerisinde inledi. Mogi'ye kaşlarını çatarak, çıkarttığı cismi kenara attı.
 
ağrı içerisinde inledi. Mogi'ye kaşlarını çatarak, çıkarttığı cismi kenara attı.
   
Yerde yuvarlanan nesneye baktım. Katlanan türden bir bıçaktı.
+
Yerde yuvarlanan nesneye baktım. Katlanan bıçaktı.
   
“Gardını düşürdün. Her dövüş sanat türünde ustalaşmış olabilirsin, ama hala ani saldıralara karşı
+
“Kendini açık bıraktın. Her dövüş sanat türünde ustalaşmış olabilirsin, ama hala ani saldıralara karşı
 
açıksın. Bu ucuz bıçak erkeklere karşı hiç etkili değil, ama senin ince vücudun için yeter de artar, değil mi? Özür
 
açıksın. Bu ucuz bıçak erkeklere karşı hiç etkili değil, ama senin ince vücudun için yeter de artar, değil mi? Özür
 
dilerim, ama bu dünyada ne kadar çalışırsan çalış, bünyen her zaman aynı kalır!”
 
dilerim, ama bu dünyada ne kadar çalışırsan çalış, bünyen her zaman aynı kalır!”
Line 374: Line 376:
 
“Aa—”
 
“Aa—”
   
Eğlirken tamamen savunmasız olmasına rağmen, küçük bir ses çıkartmaktan öte hiçbir şey<!--”Fazla bir şey” de olabilirdi heralde..--> yapamadım. Hareket edemiyordum; adeta donakalmıştım. Ağaç gibi orada dikilmek dışında hiçbir şey yapamıyordum.
+
Eğlirken tamamen savunmasız olmasına rağmen, küçük bir ses çıkartmaktan öte hiçbir şey<!--”Fazla bir şey” de olabilirdi heralde..--> yapamadım. Hareket edemiyordum; adeta donakalmıştım. Ağaç gibi orada dikilmekten dışında hiçbir şey yapamıyordum.
   
 
Vücudum geride kalmıştı. Zihnim gözlerimin önündeki olan biteni kabul edemediği için donakalmıştı.
 
Vücudum geride kalmıştı. Zihnim gözlerimin önündeki olan biteni kabul edemediği için donakalmıştı.
Line 380: Line 382:
 
“Dememiş miydim, Aya Otonaşi? Zaten kaybolacak olan insanlar önemli değil.”
 
“Dememiş miydim, Aya Otonaşi? Zaten kaybolacak olan insanlar önemli değil.”
   
Mogi, Maria’nın üstüne oturdu ve mutfak bıçağını kaldırdı.
+
Mogi Maria’nın üstüne oturdu ve mutfak bıçağını kaldırdı.
   
 
Tereddüt etmeden bıçağı aşağı indirdi. Tekrar tekrar. Tekrar tekrar. Maria’nın nefes alış verişi kesilene
 
Tereddüt etmeden bıçağı aşağı indirdi. Tekrar tekrar. Tekrar tekrar. Maria’nın nefes alış verişi kesilene
Line 391: Line 393:
 
Maria artık hareket etmiyordu.
 
Maria artık hareket etmiyordu.
   
Mogi, Maria’yı tekrar tekrar bıçaklamak için kullandığı mutfak bıçağına baktı. Ardından, bıçağı ayağımın
+
Mogi Maria’yı tekrar tekrar bıçaklamak için kullandığı mutfak bıçağına baktı. Ardından, bıçağı ayağımın
 
yanına attı.
 
yanına attı.
   
Line 414: Line 416:
 
“...<u>Sana bunları yaptıran kimdi, Mogi?</u>”
 
“...<u>Sana bunları yaptıran kimdi, Mogi?</u>”
   
Mogi de bu gaddar eylemleri gerçekleştiremezdi. Bunları tek başına yapmış olamazdı.
+
Mogi da bu gaddar eylemleri işleyemezdi. Bunları tek başına yapmış olamazdı.
   
 
Tabi eğer biri onu kendi çıkarları için kullanmadıysa.
 
Tabi eğer biri onu kendi çıkarları için kullanmadıysa.
Line 427: Line 429:
 
“.....Nereye varmaya çalışıyorsun?”
 
“.....Nereye varmaya çalışıyorsun?”
   
“20,000 tekrar yaşadıktan sonra bile, kenara sıkıştırıldıktan sonra bile, böyle bir şeyi asla yapmazsın Mogi-
+
“20,000 tekrar yaşadıktan sonra bile, kenara sıkıştırıldıktan sonra bile, böyle bir şey asla yapmazsın Mogi-
 
san!”
 
san!”
   
Line 448: Line 450:
 
“Anlıyor musun? Bu kutudan kaçarsan beni öldürmüş olursun. Yalan söylediğimi mi düşünüyorsun? Kutuyu korumak adına saçma sapan mazeret uydurduğumu mu düşünüyorsun? Uydurmuyorum! Biraz düşünürsen anlarsın! Yani, sence neden dileğim geriye dönmekti?”
 
“Anlıyor musun? Bu kutudan kaçarsan beni öldürmüş olursun. Yalan söylediğimi mi düşünüyorsun? Kutuyu korumak adına saçma sapan mazeret uydurduğumu mu düşünüyorsun? Uydurmuyorum! Biraz düşünürsen anlarsın! Yani, sence neden dileğim geriye dönmekti?”
   
Biri neden zamanın akışını tersine çevirmek ister? Belki bir felaket olduğu için…?
+
Biri neden zamanın akışını tersine çevirmek ister? Çünkü belki bir felaket olmuştu…?
   
“O kamyon tarafından neden sürekli ezildiğimi hiç merak etmedin mi? Ama kabul etmeliyim, benim için Aya Otonaşi’nin kendini feda ettiği zamanlar da vardı… ah, bu arada, senin de kendini feda ettiğin zamanlar vardı. Ama çoğunlukla ölen kişi bendim, değil mi?”
+
“O kamyon tarafından neden sürekli ezildiğimi hiç merak etmedin mi? Ama kabul etmeliyim, benim için Aya Otonaşi’nin kendini feda ettiği zamanlar da vardı… ah, bu arada, sen de kendini feda ettiğin zamanlar da vardı. Ama çoğunlukla ölen kişi bendim, değil mi?”
   
 
“Ah—”
 
“Ah—”
Line 472: Line 474:
 
—sevdiğim kızı öldürmek anlamına mı geliyordu?
 
—sevdiğim kızı öldürmek anlamına mı geliyordu?
   
Sağır edici bir çınlama<!--Ses efektlerini nasıl söyleyebileceğimi bilmiyorum. S.O.S. !!! Bu notlardan son zamanlarda mı karşıma daha fazla çıkmaya başladı yoksa en başından beri vardı da bazılarını göremedim mi ? "????"--> duydum. İlk başta sesi
+
Sağır bir çınlama<!--Ses efektlerini nasıl söyleyebileceğimi bilmiyorum. S.O.S. !!!--> duydum. İlk başta sesi
 
tanıyamamıştım, ama sonra bıçağın yere düştüğünü fark ettim.
 
tanıyamamıştım, ama sonra bıçağın yere düştüğünü fark ettim.
   
Line 481: Line 483:
 
Şimdi beni muhtemelen öldürecekti.
 
Şimdi beni muhtemelen öldürecekti.
   
Bunca günahı işlediği için, ancak devam ederek kendini haklı çıkartabilirdi. Eğer yapmazsa, o vicdan azabının
+
Bunca günah işlediği için, ancak devam ederek kendini haklı çıkartabilirdi. Eğer yapmazsa, o vicdan azabının
 
altında gömülürdü. O artık kontrolünü kaybetmişti, o yüzden deliye dönüp beni öldürecekti.
 
altında gömülürdü. O artık kontrolünü kaybetmişti, o yüzden deliye dönüp beni öldürecekti.
   
Line 492: Line 494:
 
Bıçağı tutarak kollarını etrafımda doladı. Kollarını boynumun arkasında kesiştirdi ve bıçağı boynuma, şahdamarıma değdirdi.
 
Bıçağı tutarak kollarını etrafımda doladı. Kollarını boynumun arkasında kesiştirdi ve bıçağı boynuma, şahdamarıma değdirdi.
   
Mogi, yüzünü benimkine yaklaştırdı ve ağzını açtı.
+
Mogi'nin yüzünü benimkine yaklaştırdı ve ağzını açtı.
   
 
“Lütfen, gözlerini kapalı tut.”
 
“Lütfen, gözlerini kapalı tut.”
   
  +
Emredildiğim gibi yaptım.
Emrettiği gibi gözlerimi kapattım.
 
   
   
Line 510: Line 512:
 
Bunu—affedemezdim.
 
Bunu—affedemezdim.
   
“Biliyor musun, bu seni ilk defa öpüşüm değil. Ama hep bu kadar sakar olduğum için özür dilerim.”
+
“Biliyor musun, bu seni ilk defa öpüşüm değil. Ama hep bu kadar sakar olduğu için özür dilerim.”
   
 
Bunu affedemezdim. Yani, ne hakkında konuştuğunu bile hatırlayamıyordum. Ve eminim bu tekrarı da
 
Bunu affedemezdim. Yani, ne hakkında konuştuğunu bile hatırlayamıyordum. Ve eminim bu tekrarı da
Line 517: Line 519:
 
“Elveda, Kazu. Seni sevmiştim!”
 
“Elveda, Kazu. Seni sevmiştim!”
   
Mogi gerçekten kimselerle paylaşamayacağı anılarla memnun muydu? Yani, yalnızlığa ne kadar alışık olduğunu
+
Mogi gerçekten kimselerle paylaşamayacağı anılarla memnun muydu? Yani, ıssızlığa ne kadar alıştığını
 
düşününce, memnun olabilirdi.
 
düşününce, memnun olabilirdi.
   
Line 525: Line 527:
 
Mogi'nin ricasına ihanet edip gözlerimi açtım.
 
Mogi'nin ricasına ihanet edip gözlerimi açtım.
   
Mogi bu duruma üzülmüştü, ama gözlerini zamanında başka tarafa çevirememişti. Aa, sonunda gözlerimiz doğru düzgün
+
Mogi bu duruma üzülmüştü, ama zamanında gözlerini ayıramamıştı. Aa, sonunda gözlerimiz doğru düzgün
 
buluşmuştu.
 
buluşmuştu.
   
Line 545: Line 547:
 
“Seni değil—günlük hayattan bu kadar ayrı olan Reddeden Sınıf’ı asla affedemem!”
 
“Seni değil—günlük hayattan bu kadar ayrı olan Reddeden Sınıf’ı asla affedemem!”
   
Onun bileğini daha sıkı tuttum. Onun narin eli benimki tarafından hareketsiz bırakılmıştı. Gözlerim bir anlığına
+
Onun bileğini daha sıkı tuttum. Onun narin eli benimki tarafından hareketsiz kalmıştı. Gözlerim bir anlığına
 
karardı. Boyun yaram ölümcül olabilirdi.
 
karardı. Boyun yaram ölümcül olabilirdi.
   
Line 562: Line 564:
 
O ağlıyordu.
 
O ağlıyordu.
   
Dıştan bakınca, her zamanki gibi ifadesizdi. O gözyaşı dökmemişti. Doğrudan ona baktım. Hemen gözlerini<!--bakış?--> kaçırdı. Onun ince ve narin bacakları bu süreç boyunca titremişti. Kendi hislerini algılayamıyordu, ne de olsa uzun
+
Yüzeyinde, her zamanki gibi ifadesizdi. O gözyaşı dökmemişti. Doğrudan ona baktım. Hemen gözlerini<!--bakış?--
  +
> kaçırdı. Onun ince ve narin bacakları bu süreç boyunca titremişti. Kendi hislerini algılayamıyordu, ne de olsa uzun
 
zaman önce bütün ifadelerini kaybetmişti. Ağladığının farkına bile varamıyordu. Gözyaşları artık akmıyordu, çünkü
 
zaman önce bütün ifadelerini kaybetmişti. Ağladığının farkına bile varamıyordu. Gözyaşları artık akmıyordu, çünkü
 
muhtemelen uzun zaman önce kurumuşlardı.
 
muhtemelen uzun zaman önce kurumuşlardı.

Please note that all contributions to Baka-Tsuki are considered to be released under the TLG Translation Common Agreement v.0.4.1 (see Baka-Tsuki:Copyrights for details). If you do not want your writing to be edited mercilessly and redistributed at will, then do not submit it here.
You are also promising us that you wrote this yourself, or copied it from a public domain or similar free resource. Do not submit copyrighted work without permission!

To protect the wiki against automated edit spam, we kindly ask you to solve the following CAPTCHA:

Cancel Editing help (opens in new window)

Template used on this page: